Contraria Vocantum Rpg
Bir gezegen ve birbirine düşman iki ırk. Bir de arada kalanlar... Yüzyıllardır süre gelen bir savaş... Bu büyülü savaşa siz de dahil olun!

Üyeyseniz giriş yapın, eğer değilseniz hemen kaydolun ve eğlenceyi kaçırmayın!
Contraria Vocantum Rpg
Bir gezegen ve birbirine düşman iki ırk. Bir de arada kalanlar... Yüzyıllardır süre gelen bir savaş... Bu büyülü savaşa siz de dahil olun!

Üyeyseniz giriş yapın, eğer değilseniz hemen kaydolun ve eğlenceyi kaçırmayın!
Contraria Vocantum Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Yvonni La Vergne.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Yvonne La Vergne
4. Sınıf | Nigra Öğrenci
4. Sınıf | Nigra Öğrenci
Yvonne La Vergne


Karakter Yaşı : Sananekiğ.
Rp Partneri : Almayayım.
Mesaj Sayısı : 6
Kayıt tarihi : 10/03/11
Gerçek Yaş : 28
Lakap : Yoe. Sadece yakınlarım lakap takma hakkına sahipler.

Yvonni La Vergne. Empty
MesajKonu: Yvonni La Vergne.   Yvonni La Vergne. Icon_minitimePerş. Mart 10, 2011 8:35 pm

    Elini oturduğu tahta vurdu genç görünümlü kadın. Vurmasıyla üzerinde bulundukları bulutlardan bir hava akımı geçti. Aslında genç sayılmazdı. 100 yaşındaki tanrıları düşündüğünüzde 200 yaşındaki bir tanrıça yaşlı sayılırdı. Siyah gözleri karanlık ve şikâyet dolu bir parıltıyla baktı karşısındaki tanrıya.

    “Sen neden bahsediyorsun?” Sesi öfke doluydu. Karşısındaki tanrı hiç istifini bozmadı. Saçı ve sakalı beyazdı ve epey uzamıştı. Diğer tanrıdan daha yaşlı görünümlüydü. En az 100 yaş fark vardı aralarında. Sağ elinin tuttuğu bir değnek vardı. Yılanlarla sarmalanmış bir görüntü oluşturmuştu üzerindeki kabartmalar. Tam tepesinde mavi ve kırmızı renkleri arasında gidip gelen yuvarlak, cam bir küre vardı. Küreyi değnekten çıkan kıvrımlar tutuyordu. İnce kıvrımlar. Sizi etkisi alabilecek bir küreydi bu. Tanrı sadece gözlerini kısarak cevap verdi. Bu bile içinden yükselen kötülük dolu iyiliği saklamaya yetmiyordu.

    “Çok iyi anladın, Peodora. Ne demek istediğimi biliyorsun. Neden bu kararı verdiğimi de biliyorsun. Umarım buna karşı çıkmaya çalışmazsın. Çünkü o zaman neler olacağını ben bile söyleyemem.”Sesindeki kararlılık buranın onun kontrolünde olduğunun bir göstergesiydi. Konuşurken havaya kıvılcımlar gönderiyordu değneği. Peodora ne diyeceğini bilemez haldeydi. Gözünde korkudan başka bir sürü duygu vardı. Ama sadece korkuyu seçebiliyordunuz. Elleri titremeye başladığında daha yaşlı olan tanrı işaret parmağını, sakın deneme dercesine, salladı. Yüzündeki özgüven onu tepetaklak edebilirmiş gibi geliyordu ama bu imkânsızdı. Çünkü o çok güçlüydü. Peodora neler olabileceğini veya bunun sonucunun ne olacağını düşünmeden hareket ediyordu.

    “Buna boyun eğmeyeceğim, Zeus!” Bağırarak sağ elini Zeus’a doğru kaldırdı. Kaldırmasıyla birlikte avucundan mavimsi bir elektrik dalgası yükseldi. Zeus atak yapamadan güce teslim oldu. Fakat bu koruyucu melekler gelene kadar sürdü. Peodora diğer eliyle bir meleğin bulutlardan süzülmesine neden oldu. Pes edecek bir ruhu yoktu Peodora’nın. Bir melek tüm gücüyle geri bir atak yaparak Peodora’nın sendelemesini sağladı. Zeus saldırıya hazırdı. Değneğini Peodora’ya doğru hırsla kaldırdı. Peodora’nın siyah uzun saçları geriye doğru uçuştular. Gözleri acıyla açıldı birden. Çığlıklar içinde bir şeyler söylemeye çalışıyordu. Zeus’un duymaya bile tenezzül etmediği şeyler. Vücudu kasılmaya başlayan Peodara artık daha da fazla çığlıklar atıyordu. Bulutların titremesini sağlayan çığlıklar. Meleklerin kulaklarını kapatmak isteyeceği türden çığlıklar. Ellerindeki damarlar belli oluyordu artık. Göz pınarlarından kırmızı bir sıvı akmaya başladı. Hiç kimsenin cesaret edemediği şeyi Zeus yapmıştı. Bir Tanrıçanın kanını akıtmıştı. Hem de çok kötü bir şekilde. Kan kırmızısı dudakları pudra dökmüş gibi beyazlaşmıştı artık. Siyah, göğüslerini iyice çıkaran, straptez ve epey uzun elbisesi parçalanmaya başlamışken Zeus’un gözlerinden hayal bile edemeyeceğiniz kırmızı kıvılcımlar çıkmaktaydı. Sesi karanlıkla sarmaş dolaş bir şekilde Peodora’nın acıdan kanayan kulaklarına ulaştı.

    “Peodora! Seni lanetliyorum. Artık sen düşmüş bir meleksin. Evet, doğru duydun! Artık tanrıçalığa dair hiçbir gücün yok. Artık 20 yaş görünümlü bir melekten farkın yok. Ah, evet, var. Onun gibi bulutların üzerine çıkamayacaksın. Kanatların olmayacak. Sen artık bir hiçsin.” Sesiyle beraber Peodora’ya ulaşan karanlık onun daha çok çığlık atmasını sağlayacak güçteydiler. Hayır, karanlık onun güçlerini emiyordu. Peodora’nın görünümünün gençleştiğine yemin edebilirdiniz. Bir anda sesler kesildi. Peodora bilinçsiz bir şekilde bulutlardan süzülürken onları izleyen Hippolyte göz yaşarlını tutamadı. Arkasından gelen kadın onu parlak kollarıyla sarmaladı. Kızın kahverengi saçları Peodora’nın saçları gibi upuzundu. Gözlerindeki yaşlar parlıyordu. Sarı saçlı kadının her hareketi ayrı bir akım oluşturuyordu. Zeus’un bile korkacağı bir bakış attı Zeus’un bulunduğu yere. Mavi gözleri öfkeyle parıldadı. Parlak tenli yüzündeki safir renkli parlayan dövmeler ilgiyi üzerine çekmeye yetiyordu. Mavi gözleri Peodora’nın bulutlardan düşüşünü sanki kayıt yapmış gibi sürekli gösteriyordu. Hippolyte’ın sesi buna son verdi.

    “Anne, ablama ne olacak? O bir tanrıçaydı. Çok güzel bir tanrıçaydı. Babamın bunu yapmaya hakkı var mı? Konuş, lütfen!” Evet, Hippolyte Peodora’nın kardeşiydi. Konuşacak gücü kendinde bulamıyordu kadın. Zeus onu sürgüne yollamıştı çünkü giderek ondan daha güçlü olduğunu öğrenmeye başlamıştı. Annesi bunun farkındaydı. Ama Zeus’un bilmediği bir şey biliyordu. Kızını koruyacak biri vardı. İşte o kişi Zeus’u yenebilecek güce sahip kişiydi. O kişi her akşam hevesle yanına gittiği karısıydı.

    Peodora gözlerini açtığında gözlerindeki yaşlara engel olamamıştı. Ölmüş müydü? Hayır, ölseydi gideceği yer, babasının göndereceği yer cehennem olurdu. Burada ateş denen lanet olası güç yoktu. Sadece mavilik vardı Mavilik… Şu an havada öylece duruyordu. Annesinin melodik sesi yankılandı kulaklarında.

    “Bir gün Zeus’u yeneceksin. Ama şimdi değil! Seni seviyorum, Peodora. Kanatlarını gizleme gücünü iyi kullanacağını biliyorum. Bulutlara geldiğinde Zeus’a yakalanmayacak kadar zeki olduğunu da biliyorum.” Ama Zeus denen lanet olası yaratık demişti ki… Ah, kimin umurunda! Annesini seviyordu. Eliyle kanatlarının ucuna dokunda kadifemsi ve beyaz olan kanatları vardı. Yüzünde oluşan tebessüm her şeyin yoluna gireceğine dair haber veren bir işaretti. Kanatlarıyla havada süzülürken aklında tek bir düşünce vardı.

    Zeus bir daha ki sefer acı çeken sen olacaksın!

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Vis Sanctus
Kutsal ışık|| Yaratıcı
Kutsal ışık|| Yaratıcı
Vis Sanctus


Mesaj Sayısı : 482
Kayıt tarihi : 07/11/10

Yvonni La Vergne. Empty
MesajKonu: Geri: Yvonni La Vergne.   Yvonni La Vergne. Icon_minitimePerş. Mart 10, 2011 9:04 pm

Gerekli Uzunluk= 8 puan
Anlatım= 18 puan
Renklendirme/Görünüm= 10 puan
İçerik/Kurgu= 18 puan
Akıcılık= 8 puan
İmla= 10 puan
Paragraf Düzeni= 5 puan
Tutarlılık= 5 puan

Toplam=82
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yvonni La Vergne.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yvonne La Vergne.
» Yvonne La Vergne.
» Yvonne La Vergne.
» Laurene Le Vergne
» Laurene La Vergne

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Contraria Vocantum Rpg :: Yönetim :: Rp Gücü Hesaplama-
Buraya geçin: