Contraria Vocantum Rpg
Bir gezegen ve birbirine düşman iki ırk. Bir de arada kalanlar... Yüzyıllardır süre gelen bir savaş... Bu büyülü savaşa siz de dahil olun!

Üyeyseniz giriş yapın, eğer değilseniz hemen kaydolun ve eğlenceyi kaçırmayın!
Contraria Vocantum Rpg
Bir gezegen ve birbirine düşman iki ırk. Bir de arada kalanlar... Yüzyıllardır süre gelen bir savaş... Bu büyülü savaşa siz de dahil olun!

Üyeyseniz giriş yapın, eğer değilseniz hemen kaydolun ve eğlenceyi kaçırmayın!
Contraria Vocantum Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Birkaç Eski Kitap...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Eva Vella Evans
Auctoria | Baş Editör & Yönetici
 Auctoria | Baş Editör & Yönetici
Eva Vella Evans


Karakter Yaşı : 21
Mesaj Sayısı : 60
Kayıt tarihi : 16/11/10

Birkaç Eski Kitap... Empty
MesajKonu: Birkaç Eski Kitap...   Birkaç Eski Kitap... Icon_minitimeCuma Nis. 29, 2011 7:22 pm


Güneşin sarıp sarmaladığı kütüphanede bekleyen kitaplar ve birbirine yabancı olan iki kahraman...
Tarih
13.03.2009
Karakterler
Eva Vella Evans
Secthore R. McWeis


En son Eva Vella Evans tarafından Cuma Nis. 29, 2011 8:12 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 4 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eva Vella Evans
Auctoria | Baş Editör & Yönetici
 Auctoria | Baş Editör & Yönetici
Eva Vella Evans


Karakter Yaşı : 21
Mesaj Sayısı : 60
Kayıt tarihi : 16/11/10

Birkaç Eski Kitap... Empty
MesajKonu: Geri: Birkaç Eski Kitap...   Birkaç Eski Kitap... Icon_minitimeCuma Nis. 29, 2011 7:34 pm



Güneş günü aydınlatma hakkını kazanmış, yüzünde zafer edasıyla dünyaya bakarken rüzgâr geceden kalmış sarhoşluğunu üstüne atamamış, yalpalayarak yürüyordu. Bulutlar onun bu haline gülüyorlardı. Ağaçlar bahara giyecekleri elbiselerinin hazırlığına girişmiş bakışlarından hem mutluluk hem de yorgunluk akıyordu. Çiçekler, güneşe yalakalık yaparak biraz daha ışık istiyorlardı. Betonlara oturtulmuş bankalar kütüphane binasının duvarlarında onlara eşlik eden siyahî yansımalarına bakıyorlardı. Kütüphane ise bulutlardan yüksek olmak için uğraşıp duruyor, hırslanıyordu.

Her şey sanki dengenin parçasıymış gibi düzgün ve mutlu gidiyordu. Kütüphanenin önüne lüks araba gelirken tüm doğa ona dikkat kesildi. Araba sanki içinde mücevherler taşıyor gibi bir garip bakıyordu etrafa.

Arabanın kapısı sessiz ama hızlıca açıldı. İçinden çıkan kadın güneşin gülümsemesini dondurdu, rüzgârın aklı başına aldı, ağaçların işini bırakmasına neden oldu. Genç kadının omuzlarından dökülen altın denizin fırtınalı dalgaları rüzgârda hafifçe uçuştu. Gökyüzünden daha mavi daha umutla dolu olan bakışlarını yavaşça güneşe çevirdi. Güneşin ışığıyla parlayan okyanusun parçası masmavi gözleri bulutları kendine âşık etti.

Rüzgâr aklını başından alan bu kadının yanında süzülürken onu izliyordu. Yeşil kumaştan kısacık şort düzgün biçimli bacaklarını açıkta bırakırken yüksek topuklu önü açık ayakkabılarının asi adımları kaldırımda yansıyordu. Şortunun üstünde rüzgârın okşadığı kısa kollu beyaz gömlek hafifçe gülümsedi genç kadın onu bir ceketle kapatırken. Yine aynı yeşil cekette dalgalanırken genç kadının altın sarısı saçları ceketin üstüne düşüyordu.

Tüm asilliğiyle güneşe bir rakibinin olduğunu anımsatan bir kadındı gördükleri… Kütüphaneye asi adımlarıyla yürüyen doğal bir kraliçeyi andıran bir kadın… Rüzgârın en sonunda yüzüne kapatılan kapıyla arkasından baktığı kadın… Güneşe bir rakip gökyüzüne düşman bir kadın… Aslında gördükleri o büyüleyici varlık ünlü asil Evans ailesinin en küçük üyesi Eva’ydı.

Eva bakışlarını, geniş pencerelerden güneş ışığı düşen ahşap zemine, ardından yüz binlerce kitabın gülümseyerek durduğu tozlu raflar ve en sonunda rahat koltuklarla döşeli geniş salona çevirdi. Her şey onu bir an büyülerken hem gözüne boş bir koltuk kestirdi. Eşyalarını oraya koyup hızlıca aradığı kitap için raflara yürümeye başladı.

Zarif uzun bir piyanistin naif parmaklarıyla hızla kitaplara dokunmaya onları hissetmeye başladı. Tozlu havayı içine çekip yavaşça nefes verdi. Kitapların o eski güzel kokusu onu büyülerken bir kitabı rastgele seçti. Kitap o kadar eski ve o kadar güzeldi ki genç kadın hemen diğer eline alıp istediği kitaba bakmaya devam etti.

Nefesleri tozlu raflara çarpıp havaya karışırken güneşin ona açlıkla baktığını bilmiyordu. En sonunda bakışlarında zaferin o muazzam pırıltısı belirirken dudaklarına bir kıvrım oturdu. Yavaşça parmakları kitabın kapağında dolaştı. İsmini tekrar içinden okudu:

“ Viva Efsaneleri”

Kitabı alır almaz hızlı adımlarla koltuğuna koştu. Kahvesi masasındaydı çoktan. Koltuğa oturdu bakışlarını kitabın kelimelerine çevirdi. Diğer kitabı daha sonra okumak için masaya koydu.

Saçları ara sıra önüne geliyor aralarında ışık parçacıkları genç kadının göz rengini, yüz ifadesini açıkça koyuyordu gözler önüne. Dudaklarını heyecanla ısırmış hızlı hızlı sayfaları çeviren parmakları mutlulukla bakan bakışları ve her şey rağmen korunan asilliği…

Eva hafifçe başını salladı. Küçük bir çocuk gibi mutluydu. İçindeki Vella hızla öne geçerken gevşedi. Herkes burada aynıydı. Zorla gülmesi gereken gücünü hissettirmesi gereken bir kişi yoktu. Normal bir halktan biriydi o. Şu an bir kuş gibi çarpan yüreğiyle gülümsemesiyle görünüşüyle normal biriydi işte. Böyle düşünüyordu Eva.

Küçükken büyükbabasından saklanıp odasında kitap okurdu. Viva’yla ilgili tüm kitapları okuyordu o zamanlar. Tanrıçaya olan hayranlığı büyüdükçe azalmıyor aksine artıyordu. Onun gücü muazzamdı Eva için. Hele bir Alba’ya âşık olması olasılığı ilginç çekiciydi.

Barış ve mutluluğu temsil ediyordu Viva onun için. Lakin onun burada olmadığını biliyordu. Aslında onun yok olduğunu biliyordu. Bir inanma gerekçesi olarak doğmuştu Viva. Ama mitoloji ilgisini çekiyordu. Küçüklüğünden beri ona yaşamın gücüne sahip olduğunu söylediklerinden beri Viva onun için bir sır kutusu olmuştu ve ilgisini çekiyordu.

Başını kaldırıp kitabı masaya koymalıydı. Viva’yı okuduğunda hayallere dalıyordu. Lakin hayallere ihtiyacı yoktu. Hayatın gerçekleri acıydı savaştı. Üstüne hayaller saçma ve gereksizdi. Viva’nın gelip bizi güçlendireceğini düşünmek de öyle… Onları bir umutla bir hayalle yenemezlerdi. Güçlü olmaları gerekiyordu; güçlü olmalıydı. Nigra'ların bu katline son vermeliydi. Barış ve huzur, kitaplarda kalan birkaç kelimelik hayalden oluşmamalıydı. Diğer kitabı dalgın bir hareketle alıp ismini okudu.

“Nigralar İçin Büyüler Ritüeller”

Bakışlarındaki heyecan bir anda dondu. Geriye yaslanıp hafifçe kitabı kaldırdı. İsmine tekrar baktı. İçinde doğan merak deli ederken onu yavaşça kitabın kapağını açıp ilk kelimesine bakışlarını dikip kitabın kendini götürmesine izin verdi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Secthore R. McWeis
Resmi Üye
Secthore R. McWeis


Karakter Yaşı : 256
Rp Partneri : Eva Vella Evans
Mesaj Sayısı : 121
Kayıt tarihi : 27/02/11
Gerçek Yaş : 27

Birkaç Eski Kitap... Empty
MesajKonu: Geri: Birkaç Eski Kitap...   Birkaç Eski Kitap... Icon_minitimeÇarş. Haz. 08, 2011 10:59 pm

Son okuduğu kelimeler zihninde yankılanırken, o heyecanını belli etmemek için kendine hakim olmaya çalışıyordu. Nefes alışverişleri bir fısıltı gibi tüm kütüphaneyi dolaşıyordu. Ceketinin iç ceplerinin birinden çıkardığı deri kaplı, küçük not defterine araştırmasına yardımcı olabilecek notlar karalıyordu. Kalem, Secthore’un hızlı parmak hareketleriyle küçük deftere derin izler bırakırken, o öğrendiği bilgileri başkalarına anlatmak için sabırsızlanıyordu. Aslında konuşabileceği bir arkadaşı yoktu. Lucens Akademisi’nin müdürü olduğu için onu tanımayan kimse yoktu neredeyse fakat o yalnız kalmak istememişti hiçbir zaman. Secthore’u başarısından dolayı takdir eden çoktu, ona herkes güvenebilirdi. Gençliğinde tek istediği şey buydu aslında. Herkes tarafından tanınan, saygı duyulan ve başarısı kıskanılan biri… Ama kimse ona yalnız kalabilme ihtimalinden bahsetmemişti. Üzgündü her zaman adam, özellikle de karısı gittiğinden beri.

O gittikten sonra ardında kalan tek şey çocukları olmuştu, babasından nefret eden bir çocuk, annesini hiç görememiş bir çocuk. Konuşmaya ihtiyacı vardı adamın, ağlamaya ve haykırmaya. Ama konuşsa onu kimse dinlemeyecekti, kimse yanında olmayacaktı. İşte bu yüzden kitapların tozlu sayfalarına bıraktı kendini. Ruhunun bilgi açlığını karşılayabilen yegane şey kitaplardı. Doymak bilmiyordu beyni, herkesten daha çok şey bilmek istiyordu, çıldırmış gibiydi. Son bir aydır neredeyse tüm vaktini kütüphanede geçirmeye başlamıştı. Özel bir araştırma içerisindeydi, kafasındaki soru işaretlerinin ortadan kalkacağı bir araştırma.

Yorulmuş bedeni sandalyede daha fazla oturamayacağını söylermişçesine kıvranmaya başlamıştı. Kuyruk sokumundan yavaşça sırtına dalgalanan sızı hayıflanarak yerinden kalkmasına neden oldu. Okuduğu sayfayı kaybetmemek için parmağını arasına sıkıştırdı ve hızlıca kitabı eline aldı. Sandalyeyi sol eliyle masaya doğru iteklerken rahat bir yer bulabilmek için etrafa bakındı.

Şimdi göreceği kadın bugününü tamamıyla değiştirecek bir kadındı, belki de geleceğini. Eva Vella Evans. Auctoria gazetesinin baş editörü, takdir ettiği ve başarısını kıskandığı sayılı insanlardan. Daha önce belli toplantılarda görmüştü onu ama konuşma fırsatları hiç olmamıştı. Secthore yavaş adımlarla kadının bulunduğu yere doğru ilerlerken işaret parmağıyla hafif kaymış gözlüğünü düzeltti. Kadının başı öne eğik olduğu için Secthore’u görmemiş olabilirdi, ayrıca kitaba dalmış olabileceğini düşündüğü için onu korkutmak istemedi. Ses tonunu ayarlamaya çalıştı ve “Merhaba.” dedi. Kadının saçları kütüphaneyi dolduran güneş ışıklarıyla altınımsı bir renge bürünmüştü ve yüzünü kapatıyordu. Sonra konuşmaya devam etti.

“Siz Eva Vella Evans olmalısınız değil mi? Daha önce sizi görmüştüm sanırım." Hafif bir duraksamadan sonra derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. “Bu arada tanıyor musunuz bilmiyorum ama ben Secthore Mcweis. Mahsuru yoksa oturabilir miyim?” Hızla akan zaman birbirine uzak bu iki insanı hoş bir sohbete doğru sürüklüyordu. Ne olacağından habersiz Secthore kadının konuşmasını bekledi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eva Vella Evans
Auctoria | Baş Editör & Yönetici
 Auctoria | Baş Editör & Yönetici
Eva Vella Evans


Karakter Yaşı : 21
Mesaj Sayısı : 60
Kayıt tarihi : 16/11/10

Birkaç Eski Kitap... Empty
MesajKonu: Geri: Birkaç Eski Kitap...   Birkaç Eski Kitap... Icon_minitimeC.tesi Haz. 11, 2011 11:52 pm

Kitaba tüm dikkat dalmışken bir adamın sesiyle dünyasından koptu. Vella hızla benliğin içinde kaybolurken yüzünde Vella’dan kalan izleri güneşin ışığı hafifçe örtüyordu. Saniyeler içinde kafasını kaldırıp karşısındaki adama bakışlarını dikti. Rahatsız edilmekten hoşlanmamıştı. Bu, dudaklarına oturmuş kıvrım ile belirginleşen gülümsemesiyle belli oluyordu. Lakin önünde duran adamın kim olduğunu anladığı iki saniye içinde sürmüştü bu ruh hali. Önünde duran adam; asilliğiyle ve yaşını göstermeyen bedeniyle, yakışıklı yüzüyle ve derin kahverengi gözleriyle onu derinden etkileyen ünlü ucens Akademisi’nin müdürü Secthore R. McWeis idi. Nefesi dudaklarında donarken zorlukla gülümsedi Eva. Şaşkınlığı gittikçe azalırken “Tabiki!” kelimesi döküldü dudaklarından bir fısıltıyla.
Elinde bir kitabı tutmuş olan bu adam karşısına oturunca karnındaki kelebekler yavaş yavaş uçtu. Her biri bedeninde hoş bir his bırakırken başını yana eğip adamı izledi. Gazetelerden izlediği bu adam şimdi önünde oturmuş ona bana bakıyor ve gülümsüyordu. Şanslı günüydü kesinlikle şanslı günüydü.
Adamın kahverengi gözlerine masmavi bakışlarını dikip saniyelerce onu izledi sonra güneşi hatırlatan gülümsemesiyle baktı ona. Diğer taraftan okuduğu kitabın ismini hafifçe kapattı. Kimsenin onu sorgulamasına ihtiyacı yoktu. Hele şu anda… Büyükbabası onu yeterince boğarken her tarafa gülücükler saçmak zorundayken bir sorgulanmaya ihtiyacı yoktu. Sadece anlayış… Sadece anlayışa ihtiyacı vardı ve ona gülümseyen bu adamda bulacak gibi hissediyordu aradığını. Güneşi bile kıskandıracak güzelliğiyle koltuğa yaslandı hafifçe. Rahat gözükmek istiyordu ama elinde değildi, çok heyecanlıydı.
“Sizi nasıl tanımam? Yaptığınız işlere hep hayranlıkla izledim. Lakin daha önce karşılaştığımızı hatırlamıyorum.”
Sessizce bakışlarıyla adamı süzdü. Saçma konuşuyor muydu? Yoksa Secthore’u etkiliyor muydu? Açıkçası bilmiyordu cevapları. Sadece Vella’dan kalan izlerle konuşmasını süslüyordu. Kendi asilliğiyle her zaman etkilemişti çevresindekileri.Ya da gülümsemesiyle… Kendinden asla kuşku duymuyordu bu yüzden. Secthore’u etkiliyordu. Tabi ne kadar etkileyebilirse…
Karşısındaki adamın elinde kitaba bakarak konuşmaya başladı Eva. Sesi aralarındaki havadaki usulca dalgalanırken Güneş kıskanıyordu Eva’yı bu adamdan.
“Bir araştırma mı yapıyorsunuz Bay McWeis? Öyle görünüyorsunuz da.”
Cevap beklercesine gülümsedi adama. Acaba tesadüfen olan bu karşılaşma hayatını değiştirecek miydi? Kimbilir… Cevaplar yerine sessizlik hükmediyordu kütüphaneye şimdilik.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Birkaç Eski Kitap...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Contraria Vocantum Rpg :: RP Out :: Arşiv :: Rol Oyunları-
Buraya geçin: