Contraria Vocantum Rpg
Bir gezegen ve birbirine düşman iki ırk. Bir de arada kalanlar... Yüzyıllardır süre gelen bir savaş... Bu büyülü savaşa siz de dahil olun!

Üyeyseniz giriş yapın, eğer değilseniz hemen kaydolun ve eğlenceyi kaçırmayın!
Contraria Vocantum Rpg
Bir gezegen ve birbirine düşman iki ırk. Bir de arada kalanlar... Yüzyıllardır süre gelen bir savaş... Bu büyülü savaşa siz de dahil olun!

Üyeyseniz giriş yapın, eğer değilseniz hemen kaydolun ve eğlenceyi kaçırmayın!
Contraria Vocantum Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Baltaesar

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Baltaesar Jean Riovya
Rütbesini Almamış Üye
Rütbesini Almamış Üye
Baltaesar Jean Riovya


Karakter Yaşı : ~
Rp Partneri : ~
Mesaj Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 02/06/11

Baltaesar Empty
MesajKonu: Baltaesar   Baltaesar Icon_minitimePerş. Haz. 02, 2011 6:37 pm



      Etrafı gözlerken adamın, büyücünün elinden aldığı bir miktar parayla, adeta takas edercesine, değiştirmişti. Hemen ardından eline değen minik bir poşet kabartma tozuna benzeyen kum biçimdeki maddeyi alıp kotunun cebine koyduktan sonra, kaba ve okyanus mavisi gözlerini adamın üzerinde süzerken dudaklarında tebessüm birikmişti. “Anlaşma anlaşmadır.” Adamın çok da yüksek olmayan sesinden sonra fark ettiği elini, yüzünün ifadesini bozmadan karşılık vererek birkaç saniye geçirmişti. “Aynen öyle.” Bu son sözünün hemen ardından küstahça başka bir şey demeden oradan her zamanki gibi –hiçbir şey olmamış gibi- ayrılmıştı. Karanlık gecenin ıslak sokaklarında ellerini kotunun cebine koymuş, saçları her zamanki kahverengiliğinde iken yavaş yavaş ilerliyordu. Binaların pencere çıkıntılarından süzülen yağmur damlaları sokağın ıslak yollarına düşerken ses çıkarıyordu. Bu sesten başka bir ses yoktu zaten sokakta… Başka bir şey de yoktu adamdan başka. Bir yağmur damlaları bir de ıslak kaldırımlar…

      Adımları vardığında Bağıran Baraka’ya, kapıdan içeri girer girmez mavi gözleri süzmüştü etrafı. Normale göre biraz daha yüksek çokluktaki büyücüler kafayı bulurken adımlarını gözüne kestirdiği kişinin yanına doğru ilerlemiş ve oturmuştu. Bir içki istedikten sonra barmenin önünden çekilmesiyle cebindeki paketi çıkartıp yanındaki siyahlara bürünmüş ve cübbeyle kapanmış insanın masadaki eline vermişti. Adam maddeyi alıp cebine koyduktan sonra, yine cebinden çıkardığı bir miktar parayı masaya koyunca büyücü hemen almıştı. Ardından barmenin elinde bir bardak viski ile dönmesiyle aldığı gibi viskiyi bir veya iki dikişte içmişti büyücü. Cebinden az önce yanındaki adamdan aldığı paradan birkaç galleon bıraktıktan sonra gülümseyerek oradan çıkmış ve yine kaldırımlarda ilerlemeye devam etmişti… Aklına aniden gelen telefonu ile kotunun diğer cebinden çıkarmış ve duraksamıştı olduğu yerde. Telefonunu açtıktan sonra gelen mesajı okumak için açmış ve gelen mesajın sesli mesaj geldiğini bildirmek için yazıldığını anladığında pencereyi kapatıp sesli mesajı dinlemek için gerekli yeri aramıştı. Bir adet sesli mesajınız var. Dıııt. Alo, Pierre. Çok önemli bir durum var dostum yardımına ihtiyacım var gece saat bir gibi Çatlak Kazan’da ol. Öptüm. Dııt. Kapattıktan sonra telefonun saatine baktığında saatin yarım olduğunu anlamış ve çok da gecikmemek için cisimlenmeyi planlamıştı. Cebine telefonu soktuktan sonra etrafın yeteri kadar boş ve sakin hissedebileceği yere kadar yürümüştü…

      Etrafın güvenli olduğundan emin olduğu yerde durdu büyücü. Ardından son bir kez etrafa göz attıktan sonra bir hamlede cisimlenmişti. Yine sessiz ve Çatlak Kazan’dan yaklaşık 150 metre uzaklıktaki bir sokağa cisimlenmişti. Kendi üstü başını birkaç saniye düzenledikten sonra ellerini giydiği çizgili ince hırkasının ceplerine geçirmişti. Yol boyunca ne bir şey düşünmüş ne de zihnini yormuştu başka şeylerle büyücü. Bugün diğer günlere oranla daha hafif geçse de yorulmuştu büyücü. En fazla ise bedenen… Çatlak Kazan’ın kapısından içeri girdiği anda Bağıran Baraka’ya oranla daha az kişinin bulunduğunu fark etmişti de yorgun olmasına rağmen. Gözleri tenha bir masada olan ve siyah cübbeyle gizlenen birini gördüğünde o kişinin Ovn olduğunu anlamış ve hemen yanına sinmişti sessizce. Kendine bira aldıktan sonra tabii… Birasının ilk yudumunu alıp masaya koyduktan sonra konuşmuştu büyücü. “Seni dinliyorum dostum.”

      Karşısında cübbe içinde gizlenen güzel ve bir seri katil olan dostundan cevap beklerken birasını kurak dudaklarına değdirmiş ve ardından boğazından midesine akmasına izin vermişti alkolün. Cadının bir çok suç işlediğini aralarındaki dostluk bağından biliyordu. Ve yaklaşık yarısında da cadı büyücüden bazı ve değişik konularda yardım almıştı. Bu yüzden büyücü bu konunda diğer konular gibi olabileceğini tahmin ediyordu. Aniden duyduğu narin ses ile okyanus gözlerini ve bütün zihnini odağıyla beraber dostuna çevirmişti. “Senden bir şey rica edeceğim P.” Cadının gözlerini tam da seçemese de cübbesi nedeniyle geri kalan kısımdan bile bu konuya olan ciddiyetini okuyabiliyordu, dikkati tamamen sözlerindeydi. Bu kadar önemli olan şeyi öğrenmeliydi. Her hecesine kadar dinliyor ve algılamaya çalışıyordu bu yüzden bir şey demeden. “Malcolm Mourier, 5. Sınıf Hufflepuf, Hogwarts öğrencisi. Mourier ailesinden kalan son kişi... Onunda cesedini toprakla buluşturmam gerek ama sanırım yardımına ihtiyacım var.” Derin derin düşünüyordu büyücü şimdi. Cadı neden masum bir Hogwarts öğrencisini katletmek istiyordu? Büyücü bu işi kolaylıkla halledebilirdi aslında. Hiç de soru sormadan yapabilirdi üstelik. Ama neden özellikle Mourier ailesini seçtiğini… Söze girmeyi planlıyordu büyücü ki cadının sesini tekrar duymasıyla yine odaklanmıştı büyücü. ‘‘Onunla bir bağlantı bulmalı ve onu yok etmeliyiz, anlıyor musun?’' Cadının gözünün görünen kısmı öfkeyle yanıyordu. Büyücü her şeyi kavramış olmasına rağmen halen, cadının neden halen Mourier ailesine olan bu kinini ve soyunu tüketmek fikriyle yanıp tutuştuğunu kavrayamamıştı. Düşünceli okyanus gözleri biraya çevirmiş ve büyük bardağı kavradığı gibi dikebildiği kadar dikmişti. Yüzü ekşise de takmamıştı. Bir yandan yutkunarak bir yandan konuşmuştu ardından büyücü. “Hepsi bebek oyuncağı benim için biliyorsun. Anlamadığım neden onlar?”

      Cadı adeta yüzünü meydana açmak amacıyla sol elini cübbesine götürüp, amaçladığı şeyi yapınca etraftakilere gözünü çevirmişti başta büyücü. Güvende olduklarından emin olunca tekrar dönmüştü masalarına. Birasından bir kez daha yudum alırken cadının dudaklarının aralanmasıyla gözlerini ona çevirmişti bardaktan. “ Bak Pierre. “ Sözünü bir yerde kesse de, cadıyı pür dikkatle dinliyordu büyücü. Her şeyi merak ediyordu saçma bir şekilde. Kendine gelmesini ve olaya tekrardan odaklanmasını sağlayan cadının sesi sağlamıştı. “ Dediğim gibi, Malcolm, Mourier ailesinden kalan son kişi. Ve ben Mourier ailesinin yok olmasını sağlayan kişilerden kalan son kişiyim. Ya ben onu öldüreceğim ya da o beni. ” Büyücü her şeyi kavramıştı artık. Ölüm kalım mesesiydi ve bu yüzden cadı bu kadar ciddiydi. Kafasını anlıyorum dermişçesine salladıktan sonra devam eden konuşmasına birasını yudumlarken kulak verdi. “ Şimdi, bana kullanmam için birini bul. Malcolm’a oldukça yakın birini. Onun işini ben bitireceğim ama bunun benim yaptığımı kimse anlamayacak. Tıpkı diğerlerine olduğu gibi… ” Cadının asıl işe dönmesi ile Pierre derin düşüncelere dalmıştı. Malcolm… Beşinci sınıf… Hufflepuff… Pieretta! Aklında patlayan bu isim ile beraber, görüntüler de takip etmişti kelimeyi.

        “ Selam güzelim biraz eğlenmeye ne dersin? ” Yanındaki cadıya elindeki bira bardağını kaldırarak sormuştu. Cadı genç ve güçlü görünüyordu. Kötü kötü baksa da cadı, kafası iyi ve yaklaşık iki buçuk saattir içen büyücü gülerek karşılık vermişti. Cadı barmenden viski istedikten sonra tek yudumda dudaklarına götürürken büyücü de onu gözlüyordu. Kahverengi saçlarına dokunmak isteği doğarken içinde cadı aniden kalkmış ve hızlı adımlarla çıkmıştı mekândan. Elde etmek amacı doğmuştu büyücünün içinde. Bu gece kız onun olmalıydı. Bardağındaki kalan birayı da bitirdikten sonra gerekli parayı ödeyip sendeleyerek de olsa çıkmıştı mekândan. Gözleri kayıyor ve bulanıklaşsa da devam ediyordu gözleri kızı aramaya. Sokak lambasının yansıdığı zeminde gördüğü bir gölge ile hemen o tarafa doğru çevirmişti adımlarını. O kız olduğundan emindi. Sokağa saptığında hızlı adımlarla ilerleyen biri vardı. Büyücü olduğu yerde durduktan sonra asasını cebinden çıkarmış ve haykırmıştı kişiye doğru. “ Everta Statum! ” İlerideki kişi havada taklalar attıktan sonra sert bir yere düşmüştü ki büyücü hemen o tarafa doğru ilerlemişti. Vardığında yerde acılar içinde yatanın az önceki kahverengi saçlı güzel olduğunu fark ettiğinde yüzü gülmüştü biraz ardından sarhoş konuşması gelmişti. “ Eğer söz dinleseydin bu duruma düşmezdin be güzelim! “ Yüksek tonda konuştuktan sonra yüzü ekşimiş bir tonda olan ve saçları yerlere örtü gibi serilmiş güzele doğru eğilmiş ve saçlarına dokunmuştu. Yumuşak ve ince olan saçları koklamak için eğilmişti ki Pierretta diye haykıran sesin geldiği yöne çevirmişti kendini ve gözlerini. Koşarak yaklaşanın kız gibi bir genç olduğundan emindi. Ki aniden asasını kaldırmış olduğunu görmemişti büyücü, sersemletme büyüsüyle gözleri yavaşça kapanmış ve en son hissettiği şey o gece zeminin soğukluğuydu…


      Gözlerini kırparken kapayıp açmasıyla geçmişten geleceğe dönmüştü büyücü. Birkaç saniye düşündükten sonra cadının gözleri ile karşılaşmış ve konuşma faslına geçmişti. “ Şu Malcolm… Fiziği nasıl? ” Cadının bu soruya adeta yapıştırdığı cevabı olmuştu cübbesinin cebinden çıkardığı resim. Bu… Evet, o gece ki kurtarıcıydı. Eğer o kızı kurtardıysa ve adını biliyorsa aralarının iyi olduğundan emindi artık büyücü. –Profesyonelliğin de getirdiği tecrübeyle.- “ Pieretta denen bir kız. Sanırım araları gayet iyi. Nereden bildiğimi sorma zar zor hatırlıyorum zaten. Sanırım o da onun ile aynı okulda. Üstelik düşündüğümden de zayıf çıkmıştı ilk karşılaşmamızda. Halen aynı olduğunu umuyorum. Gerekli büyüyü sende anlamışsındır zaten… ” Tekrar döndüğü birasının az kalan yudumunu da bitirmişti. Cadının kafasını anladım şeklinde salladığını görünce yüzü gülmüştü. Ardından ayağa kalkarak da detayları konuşmak için cadı ile beraber dışarı çıkmış ve sessiz, karanlık geceye bırakmışlardı kendilerini...

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Vis Sanctus
Kutsal ışık|| Yaratıcı
Kutsal ışık|| Yaratıcı
Vis Sanctus


Mesaj Sayısı : 482
Kayıt tarihi : 07/11/10

Baltaesar Empty
MesajKonu: Geri: Baltaesar   Baltaesar Icon_minitimePerş. Haz. 02, 2011 10:52 pm

Gerekli Uzunluk= 10 puan
Anlatım= 19 puan
Renklendirme/Görünüm= 8 puan - Bu puan farklı kişilere ait konuşmaları renklendirirken aynı rengi kullanmanızdan kaynaklanıyor, ayırt etmekte zorlandım.
İçerik/Kurgu= 20 puan
Akıcılık= 9 puan
İmla= 10 puan
Paragraf Düzeni= 5 puan
Tutarlılık= 5 puan

Toplam=86
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Baltaesar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Contraria Vocantum Rpg :: Yönetim :: Rp Gücü Hesaplama-
Buraya geçin: