Contraria Vocantum Rpg
Bir gezegen ve birbirine düşman iki ırk. Bir de arada kalanlar... Yüzyıllardır süre gelen bir savaş... Bu büyülü savaşa siz de dahil olun!

Üyeyseniz giriş yapın, eğer değilseniz hemen kaydolun ve eğlenceyi kaçırmayın!
Contraria Vocantum Rpg
Bir gezegen ve birbirine düşman iki ırk. Bir de arada kalanlar... Yüzyıllardır süre gelen bir savaş... Bu büyülü savaşa siz de dahil olun!

Üyeyseniz giriş yapın, eğer değilseniz hemen kaydolun ve eğlenceyi kaçırmayın!
Contraria Vocantum Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Reznov Sergeant

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Reznov Sergeant
Rütbesini Almamış Üye
Rütbesini Almamış Üye
Reznov Sergeant


Karakter Yaşı : 45
Rp Partneri : ~
Mesaj Sayısı : 5
Kayıt tarihi : 13/01/11

Reznov Sergeant  Empty
MesajKonu: Reznov Sergeant    Reznov Sergeant  Icon_minitimeSalı Şub. 01, 2011 4:01 pm

Benzerini daha önce hiç yaşamadığım ağır ve sırnaşık bir uykunun kollarından sıyrılıyormuş gibi hissediyordum adeta umutsuzca debeliyordum vücudumun neresinden başladığını bilemediğim ve umursamadığım ağır bir uyuşukluk sinsi bir hastalığın çaresiz fakir bir grup topluluğa yayılması gibi bedenime yayılıyordu. Göz kapaklarımı açabilmek için üzerimdeki ağırlığın zayıf bir anını kolluyordum nerede ne zaman ve nasıl ? Uyuya kaldığımı bile hatırlamıyordum ikiye bölünmüştüm bir yanım bu vücudumu kaplayan ağırlığın benden kopmamasını geri kalan kısmım ise “Artık uyanman gerek.” Diye bana fısıldadığını hissedebiliyordum böyle anlarda hep aklıma gereksiz şeyler geliyordu böyle anlarda hep beynimin içinde o an için oldukça gereksiz veya beni kaçındığım bir anı aklıma gelirdi gene onlardan biri kafamda canlanıyordu canlanmaması için adeta beynimin içinde bir mücadele verdi ancak o anıyı hatırlamamak için beynimle adeta boğuşuyordum beynim bir koçbaşı bense bir kale bir kale kapısı olmuştu ancak koçbaşı kale kapısını kırmıştı

“Seni melez…” devamında ailem hakkında çok ağır bir küfür savurmuştu eğer eskisi gibi olsaydım bende ona bir küfürle karşılık verirdim ardından sıkı bir kavgaya tutuşur sonrada asker’den kaçardık asker’e yakalananlar genelde baya ağır bir dayaktan geçirilmiş bir şekilde bulunur ve en az 3-5 ay fazla miktarlarda harcama yapmaz para’nın olduğu eğlencelere katılmazdı tabi bu yakalanan herkes için geçerliydi. Tabi ki de bu bazı züppeleri kapsamıyordu ve de bu şanslı olanlar için geçerliydi bazıları bir daha bulunamadığı bile oluyordu “Alberto geçen sefer o domuzlarla birbiriniz kolladınız. Fakat bugün süründen ayrı kalmışsın” der Aten onu tanıdığımdan beri ondan nefret ederdim ilk başta basit bir serseri olarak kabul ederdim onu daha sonra’dan nasıl bir herif olduğunu anlamıştım oda bana başlarda kendisi gibi olanlar gibi sadece basit eziyetler ederdi ta ki 5 gün önce bir adamın dükkanından haraç kesmeye giderken ona mani olup arkadaşlarından birinin askerlere yakalanıp sonrada öldürülmesine neden oluncaya kadar’da oda beni basit bir olarak görmüştü daha sonradan aramız iyice açıldı “Aten gene hata yapıyorsun” dedim sakin ve alay yüklü bir tavırla daha sonra yumruğunu mideme indirmeye çalıştı ancak diz kapağımla hızla onun cinsel organına vurdum bir çığlık attı bunun üzerine yanındaki 3 isbandut arkadaşından bana en yakın olanı suratıma yumruğunu savurdu hızlı bir şekilde birkaç adım gerilsem bile geri kalan ikisinden biri beni anında tutu ve bu sefer diğer ikisizinde iki yumruğu mideme isabet etti anında akciğerlerimin ağarmaya yüz tutuğunu hissederek acı bir şekilde haykırdım diğer ikisi çevreyi gözetledi kimse yoktu zaten orman’daki küçük bir kulübe’de zaten beni öldürseler bile duymazlardı bu sırada Aten kendine gelmişti ve bana ağır bir küfür savurdu sonrada hafif bir şekilde tebessüm etti nasıl olurdu ? beklide Ateni kısır bırakmıştım o ise bana gülümsüyordu “melez dostum neden sana bir şey yapmadığımı merak ettin değil mi ?” der benim daha demin ona sakin olmasını söylediğim edayla taklit etmeye çalışarak dedi ki bana “Sevgili dostum “Maria” sence nerede ?” diye sorar bu sefer kaliteli bir taklit yaparak beynimde adeta şimşekler çakar Maria…onu unutmuştum bu herif ona bişey yaptıysa onu ve isbandutlarını buracıkta öldürecektim içimde bu sefer bir kazan fokurduyordu gerçekten öfkemi saklamaya çalışmamda bir şeye yaramadı sert bir şekilde yumruğumu sıktım bu serserilerin oyununa gelmiştim beklide Maria bu herifin bir başka adamının eline düşüyor olabilirdi ama dur doğru…son yaptığım iyilikten sonra Maria’nın evinde iki güvenlik görevlisi vardı buna cesaret edemezlerdi







“Oyunun sadece yarısı burada oynanıyor ise ya Bay Benitto’nun adamları senin un çuvallarını (Güvenlik Görevlileri) atlatıp sevgilinin yanına gittilerse ?” diye sorar Benitto deyince şimdi neden bu kadar rahat davranabildiğini anlamıştım. Benitto denilen adam İtalyan konsolosluğunun yakınındaki İtalyan mahallesindeki bütün suçların elebaşıydı İtalya’ya buradan kaç mal götürürler veya getirirlerdi kısaca bir kaçakçıydı İtalyan mahallesindeki birkaç düzgün kişi dışında özellikle orada yaşayan baskıya maruz kalmış birçok zengin veya fakir onun köpeği olmuş durumdaydı bazı Araplarda himayesinde çalıştıran bir mafya idi. Ancak Araplardan birçok kişi onla iş birliği yapmazdı çünkü Yerel halk bazı çeteler ve milliyetçiler özellikle burada kaçakçılık yapanlara pekiyi davranmazdı “hiç şaşırmadım senden ırkdaşlarını ve şu ölen arkadaşını satmanı beklerdim zaten” dedim sakince ancak bunun sonuçlarını hiç düşünemedim cümlem bitiği anda pişman olduğum Aten’nin öfkesini üzerime çekecektim sonra verdiği işaret üzerine adamları dövmeye başladı…

Sonrasını hatırlamıyordum…Eğer sonrasını hatırlamıyordum zihnimde ne yaşadığımı hatırlamıyordum bunu nasıl mümkün olabilirdi ? adamlarıyla birlikte geldiler bugün… şimdi zihnim toparlanıyordu uyuşukluğum ise geçmeye başlamıştı içimdeki isteksizliği yenmeye çalışarak göz kapaklarımı yavaş bir şekilde aralıyordum sonunda direnci kırmıştım kendime gelmeye başlar başlamaz korkunç bir Sıcaklık ve acıyla kendime geliyordum boş bir çuval gibiydim kalkamayacak gibiydim acı en çok yüzümde artıyordu derimi yırtıp koparmak istiyordum adeta lanetler okuyordum yüzümün bir kısmını hissetmiyordum gözlerim açılmaya başladığında tam net gözükmese bile yavaş bir şekilde gözlerim açıldığında en güneş en tepedeydi çok fazla vuruyordu öğlen olmuştu oraya geç gitmişti o halde günlerdir bir ormanda uyuyor muydum ? ayağa kalkmaya çalıştığımda çömelirmiş gibi oldum ancak iki bacağımdaki korkunç bir acıyla inleyerek yere düşmüştü başı sağ tarafa dönük bir şekilde düşmüştüm yerde cam parçaları vardı ancak parçalar birleştirilmişti biraz cam parçalarından bir ayna yapılmış gibiydi hemen dibindeydi beklide uyurken hareket etmeye çalışırken camlara geldi vücudu ancak camlardan bu kadar ağrımazdı ve camlar bir düzen içindeydi beklide bir işaret vardır ayna’da diye ayna’nın üzerine doğru sürünmeye başlar süründükçe kan görmeye başlar sonrada korkunç bir et parçası et parçası’nın üzerinde giysiler vardı bu canlı bir şeydi yüzü darmadağın olmuştu bu bendim…

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Vis Sanctus
Kutsal ışık|| Yaratıcı
Kutsal ışık|| Yaratıcı
Vis Sanctus


Mesaj Sayısı : 482
Kayıt tarihi : 07/11/10

Reznov Sergeant  Empty
MesajKonu: Geri: Reznov Sergeant    Reznov Sergeant  Icon_minitimePerş. Şub. 24, 2011 10:24 pm

Gerekli Uzunluk= 9 puan
Anlatım= 15 puan
Renklendirme/Görünüm= 8 puan
İçerik/Kurgu= 14 puan
Akıcılık= 7 puan
İmla= 3 puan
Paragraf Düzeni= 3 puan
Tutarlılık= 5 puan

Toplam= 64
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Reznov Sergeant
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Contraria Vocantum Rpg :: Yönetim :: Rp Gücü Hesaplama-
Buraya geçin: