# Adı-Soyadı: Gilbert R. Mitchell –aslında ikinci bir aıi var ama bu adı ona küçüklüğünü anımsattığı için artık kullanmıyor. Sadece çocukluğunda tanışmış olduğu insanlar bilebilir.
# Rp Gücü: 89 # Kan Türü: Nigra
# Karakter Özellikleri: Aslında bundan tam anlamıyla bahsetmek olanaksız. Kendini ‘kişilik’siz olarak tanımlar, eğer ona sorarsanız. Elbette tüm diğer insanlar gibi onunda kişiliği var. En iyisi, ne kadar zor olursa olsun onu açıklamaya çabalamak; küçükken, henüz çocukken o kadar iyi kalpliydi ki. Kimseyi incitmez, her şeye mutlu bakardı. Ailesi onu bu yüzden pek sevmedi belki. ‘Kani bozuk bu çocuğun.’ Derlerdi, ‘Bunu Alba’lardan mi aldınız?’. O zamanlar o kadar küçüktü ki anlamazdı tüm söylenenleri, kimi zaman iyi sandığı da olurdu. Ailesi onu dışladıkça, büyüdükçe öğrendi hayatin gerçek yüzünü; kendi soyunun bu şekilde yaratılmadığını. Ve tek ölüm, bir damla kan tepe taklak etti dünyasını. Sanki biri onun kalbini sökmüştü artık, bir kalpsiz olmuştu. Ailesindeki son kişi de meçhul bir şekilde ölünce yalnızlığı seçti. Onunki zaten çok tanınan bir yüz değildi. Biriyle konuşuyorsa bu onu birazdan öldürecek olmasındandı. Sessizce de öldürdüğü olur elbet. Ayrıca gözlerindeki ışık kaybolalı yıllar oldu. Her şeye bir ölünün baktığı gibi bakmakta. Eskiden öylesine neşeli olan biri nasıl olmuştu da bir öldürme makinesine dönüşmüştü? Sanki bunca zamandır içinde saklıyordu… Yahut tam tersi -eski masumluğu muydu saklamaya çalıştığı şey? Kendini yalnızlığa gömen bir cesetti. Kişilik değiştirdiği için mi yalnızlaştı, yoksa yalnızlaştığı için mi bu denli değişti kişiliği bilinmez; ancak onu yeterince tanıyabilseydiniz ayni zamanda sinsi biri olduğunu anlardınız. Öldürmek istediği birine bile arkadaşıymış gibi davranabilirdi. Ve yüzündeki gülümsemesinin içindeki herhangi bir duygudan kaynaklanmadığını da bilirdiniz. Zaten duygu olgusuna inanmıyor, sevgi, inanç onun için geçici şeylerden oluşmakta. Tabii duygu olgusuna inanmadığı için her şeyi akla dayandırıyor. Yalnızlığı sevmesine rağmen asosyal biri de değildir ya. Bir yere bağlı kalmaktansa sokaklarda dolaşmayı sever. Toplum arasında kaybolmayı tercih eden bir yalnızlık onun algısı. Bağlanabilen biri değildir.
# Ailesi Hakkında Bilgi: Yukarıda da konusu geçtiği gibi, ailesi onu küçükken hiç sevmemişti. Ama burada ona külkedisi gibi davranıldığını da sanmayın. Annesi ona yeterince analık yapmıştı. Babası için pek bu geçerli değil, çünkü onun yüzünü bir yılda iki kez filan görmekteydi. Her zaman uzakta olan bir babaya duygu beslemesi zordu. Annesi ise ne fazla ne az yaptı onun için. Ama sevmediğini anlamıştı, bir şekilde sezmişti bunu. Daha çok bir zorunlu sorumluluktu annesinin ona olan bakışları. Daha sonra ise annesi öldü. Yok oluş onların tabiatıydı. Kimisi Gilbert’i suçladı annesinin ölümde –elbette alakası yoktu onun- Yine de güzel bir şekilde veda etti annesine. Bunun hemen ardından bir katile dönüştüğünde, babası bir başka Nigra kadınla ölü bulundu. Açıkçası tanınmayacak halde parçalanmışlardı, bir süre kimler olduğu anlaşılamamıştı. Daha sonra öğrenildiğinde olayın üstü örtüldü. Katilin kim olduğu fazla meçhuldü. Babasının öldüğü gün Gilbert bilinçsiz bir biçimde dolaşıyordu sokaklarda. Kimse –annesinde edildiği gibi- ondan şüphe etmemişti. Başka bir akrabası olup olmadığını bilmiyor; çünkü küçükken annesi ondan, belki de utandığı için, akrabalarından sakladı. Güçlerine gelince, bilmiyor ama annesinin bir adamı iradeye aldığını gördüğünü hayal meyal hatırlıyor, gördüğü şeyden de pek emin değil. Annesi onun yanında yeteneğini kullanmamıştır.