Tesadüf

Yeşil çimenler, masmavi gökyüzü, ilkbaharın en sevdiğim yanı.
Ağacın birinin gölgesinde, çimenlerin üstünde yayılarak uzanmış, ağzında bir meyankökü şekeri, gözleri bulutları takip ediyordu. Çantası ayak ucuna atılmış, içinden kağıtlar dökülmüştü. Birkaç metre ötede çocuklar top oynuyor, aileleri ise oturmuş dedikodu yapıyorlardı. Amber, göğsünde duran, okumaktan sıkıldığı kitabını tekrar kaldırıp yazılara göz gezdirdi ve iç çekti. Aslında evden, evde yiyecek bir şeyler kalmadığı için çıkmıştı fakat, alışveriş merkezine gitmeye üşenmiş ve parkta kitap okumaya karar vermişti, tabi bu da uyuyakalmasıyla sonuçlanmıştı. Doğrulup çantasına uzandı, bir süre karıştırdı- çantanın içi harman yeri gibiydi çünkü içine ne bulduysa tıkıştırmıştı- ve bir kulaklık, IPod ve meyankökü şekeri kutusu çıkardı. Kutudan başka bir uzun şeker daha alıp ısırdı ve uzanıp kulaklıklarını taktı. IPod’unu açtı ve müzikler dosyasından rastgele bir müzik seçip gözlerini tekrar kapadı. Sadece saçları yanlardan çıkınca güzel göründüğü için taktığı Fransız beresini gözlerine ışık girmesini engellemek için yüzüne koydu ve etraftaki sesleri dinleyerek zihnini boşalttı.

Bahar havasını tüm ciğerlerine çekti Zoe, dışarı adımını atar atmaz. Güneşin çevresinde dans eden bembeyaz bulutların ardından sevinç çığlıkları atan kuşları gördüğünde bugünün güzel olacağını farketti.
Aslında böyle bir havada Caeruleus'ta olmak istemezdi fakat Silva ona iyi gelebilirdi. Hem biraz koşardı, en azından haftasonu boyunca kıpırdamayan eklemleri rahatlardı.
Kapının girişindeki tümsekte ayakkabılarının bağcıklarını bağladı ve hafifte olsa tempolu adımlarla parka doğru yürümeye başladı.
**
Yaklaşık 20 dakika kadar sonra geniş parkın girişinin önündeydi. İpek gibi olan kahverengi saçlarının kapattığı ensesinden damla damla terler dökülüyordu. Başlangıçta hafif tempoyla başlamış parka gelene kadar hızlanmıştı. Dinlenmek için yer aramaya başladı.
Tipik bir aile parkıydı. Çocukların oyunlar oynayıp, ailelerinin sohbet ettiği şirin, güvenli bir alan. Çok geçmeden gözüne yaşlı bir ağaç kestirdi ve sık adımlarla ağaca doğru ilerledi. Oturacağı yere yaklaşırken uzaktan dikkat etmediği bir gölge gördü. Biraz daha yaklaştığında genç bir kızın uzanıp müzik dinlediğini gördü. Gülümseyerek, ağacın gölgesine adımını attığı sırada belirsiz şaşkınlığında etkisiyle daha kız onu görmeden;
''Amberjill?'' dedi.

Rp out: Tanrım binlerce kez özür diliyorum, ilk kez bu kadar geciktirdim rpyiii *-* Dersler, sınavlar falan derken anca vakit bulabildim, kusura bakma Meliis *-*