Contraria Vocantum Rpg
Bir gezegen ve birbirine düşman iki ırk. Bir de arada kalanlar... Yüzyıllardır süre gelen bir savaş... Bu büyülü savaşa siz de dahil olun!

Üyeyseniz giriş yapın, eğer değilseniz hemen kaydolun ve eğlenceyi kaçırmayın!
Contraria Vocantum Rpg
Bir gezegen ve birbirine düşman iki ırk. Bir de arada kalanlar... Yüzyıllardır süre gelen bir savaş... Bu büyülü savaşa siz de dahil olun!

Üyeyseniz giriş yapın, eğer değilseniz hemen kaydolun ve eğlenceyi kaçırmayın!
Contraria Vocantum Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Kyria

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Kyria Jerdet
6. Sınıf | Lanceus Öğrenci
6. Sınıf | Lanceus Öğrenci
Kyria Jerdet


Mesaj Sayısı : 15
Kayıt tarihi : 14/04/11

Kyria Empty
MesajKonu: Kyria   Kyria Icon_minitimeCuma Nis. 15, 2011 9:59 pm

    Eskiden
    Uğursuz bir sessizlikte yankılanan, uğursuz mırıltılar… Borgin ve Burkes’ün en alt katında, çok az insanın bildiği bu karanlık mahzenlerde yapılan bir toplantı. Yakalanmanın, hatta yanlışlıkla burada bulunmanın cezası bile Azkaban… Ama yeniyetme büyücü ürpermiyor bile. Çünkü her şeyi yapabileceğini, her şeyin üstesinden gelebileceğini biliyor. Hayatı boyunca ona iyi davranmış belki de tek insanın karşısına, elinde asasıyla dikilebildiyse gerisinin önemsiz olduğunu biliyor. Çünkü, bu karanlık mahzene gelme şansını yakalaması için, hala genç sayılabilecek cadının kendisini kurban ettiğini biliyor. Bu kadar ağır bir bedel ödendiğinden, toplantıyı en iyi şekilde geçirmeye de kararlı büyücü. Babasına –daha sonra büyükbabası olduğunu öğreneceği adama- bakıyor. Yaşlı adamın kendisininkiyle aynı renk gözlerinde tereddüdü görebiliyor. Yanlış bir takdim yaptığından şüpheleniyor olmalı yaşlı büyücü. Bunak aile varisliğini ona bırakmayacak, hayır. Küçük amcalarından birinin oğluna kalacak Augustine mirası, çünkü Alexander, ona güvenmiyor. Biliyor bunu genç büyücü. Ama ziyanı yok, zaten ortadan kalkacak ihtiyar. Vakti gelene kadar bekleyecek ama genç büyücü. Sabırsız değil o. Bu seçkin ve ölümcül kulübe giriş biletini yakmayacak henüz.
    “Soydaşlarım! Karanlığın çocukları, ölüm yiyenlerim!” Bir anda, odanın arkasında, yüksekte duran bir tahtın üzerinde ortaya çıkıveren büyücüye çeviriyor bakışlarını yeniyetme. Karşısındaki adamın Lord olduğunu biliyor. Bakışları yine de ifadesizliğini koruyor ama. Lordun konuşmasını, sessizce dinliyor. Başka türlüsü olamaz zaten. Birkaç yüreklendirici sözün sonunda, yeni ölüm yiyenlerin kabulüne başlayacağını söylüyor Karanlık Lord. Hiyerarşiye göre sırayla, beraber geldikleri soy isimlerden daha önemli olmayan isimler okunuyor. Genç büyücü, ifadesiz bir yüzle diğerlerinin kollarına ölüm yiyen işaretlerinin işlenmesini izliyor. Ancak yüzündeki ifadesizlik, tanıdık bir ismi duyduğunda yarım saniyeliğine kayboluyor. Colére Merde. Kalabalığın arasından sıyrılan siyah cüppeli, güzel yüzlü cadının Lord’un tahtına doğru ilerleyişini izliyor genç büyücü. Cadının sarışın kafası Lord’un önünde eğiliyor. Cadının tahta, Lord’dan daha çok yakışacağını düşünüyor genç büyücü. Birkaç yıla kalmadan bu uğurda savaş vereceğindense henüz habersiz.
    Günümüz
    Genç büyücünün yeşil hareli ela gözleri, onları miras aldığı adamın mezar taşının üzerinde durakladı birkaç saniyeliğine. Süslü harflerle oyulmuş iki kelimeyi okudu içinden. Alexander Augustine. Adımlarını sürdürürken, ismin yarattığı çağrışımla büyücüyü öldürdüğü akşama dair yüzeye çıkan bir anı, düzenli tutmak için çabaladığı zihninin bir ürünüydü sadece; vicdanının değil. En başından beri çok da kuvvetli olmayan vicdanının çok uzun bir zaman önce, daha çocuk sayılabileceği bir yaşta sustuğunu kendisi de biliyordu zaten. Aile mezarlığının önünden geçtikçe, tanıdık birçok isme rastlayacaktı zaten, bunlardan birkaçının nasıl öldüğüne dair anılar da zihninde depolu olacaktı yine. Hiç de az sayılmazdı anılar. Büyükannesi, bir melezle nişanlanmak üzere olan bir amcakızı, kendisinden yaşça daha büyük, aile varisliğine aday olabilecek birkaç kuzen… Ancak sonlara doğru göreceği bir isim, Alexis Augustine, hiçbir şey uyandırmayacaktı zihninde. Bu, yıllar önce geliştirdiği güçlü bir savunma mekanizmasındandı işte. Gerçekten sevdiği iki insandan birisiydi çünkü Alexis. Cadının aslında annesi olduğunu bilse de çocukluğundan, silik, gülümseyen bir yüz olarak hatırlamayı tercih edecekti onu. Alexis’in ölümü zihninde gömülü kaldığı sürece, daha kaç ölüme şahitlik edeceğiniyse umursamayacaktı bile. Bunuysa, gerçekten sevdiği o ikinci cadıya, çocukluğuna ait bir başka belirsiz anıya bağlamak mümkündü biraz.
    Çok eskiden
    Alessa’nın, daha sonradan büyükannesi olduğunu öğreneceği ancak annesi sandığı cadının parmakları, kollarındaki bir yaranın üzerine bir krem sürüyor. Orta yaşlı cadının parmakları soğuk, dokunuşundaysa sevgiden başka her şeyin olduğunu söylemek mümkün. Cadı, kesintisiz bir mırıltı halinde son dakikada böyle bir iş çıkarttığı için Alexander’a söylenirken, acıya cesurca göğüs görmeye çalışıyor sekiz yaşındaki küçük büyücü. Alexander ondan, ‘acıyı sevmesini’ istiyor oysa. Bu, düello derslerinde yaşadığı kim bilir kaçıncı kazaysa da yine de sevmeyi başaramıyor o. Alessa’nın parmakları, sihirli kremin etkisiyle kapanan yarasından uzaklaşıp cübbesini düzeltiyor. Krem kutusunu bir ev cininin eline tutuşturan Alessa, şöminenin karşısındaki yerini alıyor aceleyle. Oğlan, ‘Augustine Malikanesi’ne Merde Ailesi’nin ziyareti’nin ne olduğunu çözebilmiş değil hala ancak yine de bütün ciddiyetiyle bekliyor siyah cüppesinin içinde. Uçuç tozuyla gelen başka ziyaretçileri de hatırlıyor ancak böyle büyük bir karşılamayı, ilk defa yapıyorlar. Babasından duyduğu kadarıyla Merdeler, safkan, güçlü ve Fransız bir aile. Şömineyle beraber salonları da sallanıyor ancak hiçbir şey düşmüyor yere, daha önceden önlem alınmış çünkü. Küçük büyücü, şömineden çıkanları incelemeye veriyor kendisini. Omzundaki birkaç kurumunu elinin terciyle süpüren sarışın, küçük kızı gördüğündeyse bütün karşılama töreni anlamlı geliyor gözüne. Bu küçük kraliçe için her şeye değer, yaptıkları az bile hatta. Kızla tanıştırıldıklarında, onun ilgisini çekemediğinin farkına varıyor küçük büyücü. Parlak mavi gözler, üzerinde pek az duraklıyor. Kızın ilgisini çekmeye çalışsa da başarılı olamıyor. Ailelerin yediği yemekten sonra bir şekilde konuşmayı başarıyor onunla. Konu, ölüm yiyen hayali olunca kız konuşmayı kesmek için sabırsızlanıyormuş gibi davranmıyor ilk defa. Kendisinin de ölüm yiyen olmak istediğini söylüyor oğlan ancak kız, her nedense onu ciddiye almıyor.
    Günümüz
    İnandığı fikirleri ilk kez, o ikinci ama daha çok sevilen cadının ağzından duymamışsa da duyduğu en inandırıcı kelimeler, onun dudaklarından dökülenlerdi bu konuda. Bu fikirlere hep, ikna edilmeye ihtiyaç duymadan inanmıştı gerçi. Ölüm yiyen hayalinden hiçbir zaman vazgeçmemişti, ondan şüpheye de düşmemişti kendisine fikirlerini aşılayan ailesinden nefret etse bile. Kişilerleydi onun derdi ve işte o dert de, aile mezarlığında yatıyordu şimdi. Yine de sonsuz bağlılığın bir kısmını cadıya borçlu olduğunu biliyordu genç büyücü. Sonsuzun bir parçası da başka bir sonsuzluk değil miydi? Mezarlığın gerisindeki ağaçlıkta durduğunu duyumsadı söz konusu cadının. Ne kadar süredir orada durduğunu merak etti elinde olmadan. Cadıyı fark edebilmesinin tek nedeninin, cadının fark edilmeyi istemesi olduğunu biliyordu. Ağaçlara doğru yürürken, ay ışığında parlayan bir çift mavi gözü seçti büyücü. Yıllar öncesinden bile hatırladığı tanıdık, gölgelerin çizdiği konturla daha da kesin duran yüz hatlarında dolaştırdı bakışlarını. Büyücü, dudaklarını aralamadan önce hafifçe yutkundu elinde olmadan. Gözlerini mavilerden kaçırarak eğildi selam vermek için. Kaç yıllık kötü alışkanlıklarından çatallı çıkan sesi, büyük bir saygı ve tanımlanmamasını umduğu birkaç farklı şey hariç, ifadesizdi.
    “Lady’m…”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Vis Sanctus
Kutsal ışık|| Yaratıcı
Kutsal ışık|| Yaratıcı
Vis Sanctus


Mesaj Sayısı : 482
Kayıt tarihi : 07/11/10

Kyria Empty
MesajKonu: Geri: Kyria   Kyria Icon_minitimeC.tesi Nis. 16, 2011 11:03 am

Gerekli Uzunluk= 8 puan
Anlatım= 22 puan
Renklendirme/Görünüm= 10 puan
İçerik/Kurgu= 20 puan
Akıcılık= 10 puan
İmla= 10 puan
Paragraf Düzeni= 5 puan
Tutarlılık= 5 puan

Toplam= 90
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kyria
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kyria

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Contraria Vocantum Rpg :: Yönetim :: Rp Gücü Hesaplama-
Buraya geçin: