Contraria Vocantum Rpg
Bir gezegen ve birbirine düşman iki ırk. Bir de arada kalanlar... Yüzyıllardır süre gelen bir savaş... Bu büyülü savaşa siz de dahil olun!

Üyeyseniz giriş yapın, eğer değilseniz hemen kaydolun ve eğlenceyi kaçırmayın!
Contraria Vocantum Rpg
Bir gezegen ve birbirine düşman iki ırk. Bir de arada kalanlar... Yüzyıllardır süre gelen bir savaş... Bu büyülü savaşa siz de dahil olun!

Üyeyseniz giriş yapın, eğer değilseniz hemen kaydolun ve eğlenceyi kaçırmayın!
Contraria Vocantum Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Claire McIntyre

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Claire McIntyre
Rütbesini Almamış Üye
Rütbesini Almamış Üye
Claire McIntyre


Karakter Yaşı : ~
Rp Partneri : ~
Mesaj Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 13/09/11

Claire McIntyre Empty
MesajKonu: Claire McIntyre   Claire McIntyre Icon_minitimeSalı Eyl. 13, 2011 1:18 pm

#Karanlık Gece

Güneş yerini en az kendisi kadar parlak olan yıldızlara bırakmıştı. Loş ışığın enerjisi tüm odayı saraken Claire'ın havada uçuşan küçük toz zerreciklerini fark etmesine neden olmuştu. Yer yer açık yer yer koyu olan eski şifonyerin üzerinde duran saate çevirdi başını; 03:45. Claire asasını çalan Jim'i düşünüyordu. Bunu yaptıkça sinir kat sayısının artmasına engel olamadı ve beklemesi gerektiği halde bakır rengi telleri lapuz lazuli mavisi gözlerinin önünden çektiği gibi koşar adımlarla yatakhaneden uzaklaştı. Şimdi daha yavaş ve daha sakin hareket edebiliyordu, ortak salondan olabildiğince sessiz olmaya çalışarak uzaklaştı. Bahçede ki toprağın kokusu tüm hücrelerine yayılmış ve içinde ki tüm enerjiyi içine gömmüştü sanki. Hızla ilerledi, bu işi olabildiğince çabuk yapmak istiyordu. O'ndan korkmuyordu fakat; yakalanmaktan korktuğunu itiraf etmeliydi. Slytherin Binasına girdiğinde midesinin kalktığını hissetti, nabız atışları felç olmuştu. Nefes alıp veremiyordu. Her an biri karşısına fırlayacakmış hissiyle erkekler yatakhanesine doğru ilerdi. Eğer asası yanında olsaydı herşey daha kolay olacaktı -Ki zaten bunu asasını almak için yapıyordu. Kapıyı yavaşça araladı. İçeride sadece ay ışığı hakimdi, kapının açılmasıyla içeri süzülen ışık bir çocuğun homurdanmasına neden olmuştu. Claire gözlerini kapattı ... ... Açtı. O an nefesini öyle bir tutmuştu ki ve birinin onu dışarı itip burada ne aradığını soracağına kendibi öylesine kaptırmıştı ki; çocuğun hala uyuduğunu ancak nefes nefese kaldığında anladı. İçeri girdi. Kapıyı yavaşça kapattıktan sonra Jim'in yatağının olduğu tarafa yöneldi. Jim, o gece Claire'ın geleceğini tahmin etmişti. Hatta asasını bu yüzden buraya getirmemişti. Asa Claire'ın yastığının altındaydı ama Claire bunu bilmediği için Jim'in oyununa gelmişti. Jim, kızın ayak seslerinin kendisine yaklaştığını duydu. Başından beri uyumuyordu, yüzünde ki sinsi gülümsemeyle onu bekliyordu. Claire yatağa yaklaştığında Jim gözlerini hemen kapadı ve yüzündeki gülümsemeyi sildi. Claire titreyen elleriyle Jim'in yastığının altına basktı. Sonra eski ve yer yer çatlamış olan şifonyeri karıştırdı. Asa hiçbir yerde yoktu. Kilitli bir kutu buldu, Jim'e arkası dönük şekilde kutuyu açmaya çalışıyordu. Jim sesleri duyunca gözlerini açtı, kalbi ani bir panikle hızlandı. Claire kutunun anahtarını bulup açtığında gördüklerine inanamadı. Jim, onun asasını kavga ederken almıştı. Aynı günde Claire kayısı rengi tokasını düşürmüştü. Fakat; şimdi avuçlarındaydı. Jim, Claire'ın bunu görmesinden rahatsız olmuştu. Kız kafasını çevirip çocuğa baktığında Jim uyuyormuş gibi yapmaya devam etti. Claire gözlerini tokasına diktiğinde içinde birbirleriyle çelişen duygular olduğunu fartk etti. Tokayı kutuya koydu ve yatağa doğru yaklaştı. Dolaplara yöneldi tam o sırada Jim hızla yerinden kalktı ve Claire'ın beline yapıştı. Jim iri elleriyle kızın ağzını kapattı ve yatakhaneden dışarı çıkardı. Claire Jim'in elini ısırıp binadan uzaklaştı Yasak Orman'a doğru koştuğunun farkında bile değildi. Jim arkasından geliyordu; tek isteği ondan nefret ettiğini kendine kanıtlamaktı. Uzun zamandır ondan nefret ediyordu fakat; yeni keşfetmiş olduğunu duygular vardı. Kıza karşı olan nefreti Jim'in kontrolü dışında aşka dönüşmüştü. Şimdi ise onu öldürecek ve bundan kurtulacaktı. O düşmandı, O karşı taraftaydı. Claire soluk soluğa kalmıştı, ağaçların olduğu bölmeye gelmişti zehirli bitkiler çok uzak gözükmüyorlardı. Claire pek şansının olmadığını anladı ya bitkiler yarafından zehirlenirdi ya da O yılan tarafından. Jim birden kızın önünde bitti. Claire sağ ayağını geri çekti. Ve ondan uzaklaşmaya başladı fakat yasak ormanın içine doğru gittiğinin farkında bile değildi.



#Teslim Olunuş

Jim, onun oraya ilerlemesini sağlayarak onun öldürtecekti. En azından bunun olmasını istiyordu. Karanlık gözlerini kızın gözlerine dikti. O mavi gözler hiç görmediği kadar yakında şimdi ona. İçin de ki tüm hüclerin onun yok olmasını istemediğini anladı. Ama herşey gözüktüğü kadar basit değildi. Birini sever ve sonra ne pahasına olursa olsun onunla olamazsın. Birini seversin ve onunla olamazsın. Çünkü kalbin hiçbir zaman sana ne istediğini sormaz. "İyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü; onu yediğin gün ölürsün." dedi Jim. "Bu sözü daha önce duymuş olmalısın. Ben senden nefret etmek için varım. Ben, sen ve senin gibilerin karşısında olmak için buradayım. Yanınızda olmak için değil! Seninle olmanın nasıl birşey olacağını merak edemem. Denildiği gibi; bilme ağacından yersen ölürsün" dedi. Bu acıtmıştı. Claire daha hissetmediği duygularla karşı karşıya kalmış ve kapana kısılmıştı. Jim'den kurtulup ormana doğru koşmaya başladı. Jim koşan kızın arkasından baktı. Onu durdurabilirdi ama bunu yapmayacaktı, ölmesini istiyordu. Hayır, istemiyordu. Ölmesi gerekti. Yoksa, Jim kendinden olurdu. Bencilliği sevgisinin önüne geçemezken onu durduran şeyin bir çfit lapuz lazuli mavisi gözün olduğunu anladı. Kızın arkasından koşmaya başladı "Claire! Claire!" gözleri her yerde onu arıyordu, öyle hızlı koşuyordu ki ciğerleri yanmaya başlamıştı. Ağaçlar etrafında bulanıklaşıyordu, rüzgar kulaklarında uğulduyordu. Claire kendisini tutan elleri omzunda hissetti, bu gece yeterince ürkmüştü. Kim olduğunu anlaması için arkasına dönmesi gerekmedi. Onun o mayhoş kokusu tüm ruhunu sarmıştı bile. Sıcak ellerinin tenine değişi hala hayatta olduğunu hatırlarmıştı. İçin de ona karşı olan kin aslında sadece inanmak istediği şeyin eseriydi. "Claire, geri dön! Sana söz veriyorum seni incitmeyeceğim. Sadece geri dön, buradan uzaklaş. Arkadan gelmeyeceğim." Claire şaşkınlık dolu bakışlarını Jim'e çevirdi. "Sana neden güveneyim? Bana sana güvenmem için tek bir neden söyle. Ben de arkama bakmadan gideyim." dedi Claire. Jim ellerini kızın omzundan çekti. Başını önüne eğdi. Kendini hiç bu kadar çaresiz hissetmemişti. Sonra başını kaldırdı ve ona bakan ürkek gözlere baktı "Tokanı sana sonra veririm." dedi. Bu söyleyebileceği her nedenden daha etkiliydi. Claire gözlerinin yaşardığını hissetti. Oradan uzaklaştı. Yatakhaneye ulaştığında, pencereden dışarı baktı. Dolunayın altında ona bakan bir çift göz gördü. Onu takip etmişti değil mi? Hep peşinde olmuştu. Ona verdiği sözü tutmamıştı. Ama diğerini utumuştu. Kayısı rengi tokayı elinde tutuyordu. Claire onun O'na ait olduğunu düşündü. Lapuz lazuli mavisi inciler uzun zamandır ilk defa bu kadar sevgiyle bakıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Claire McIntyre
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Contraria Vocantum Rpg :: RP Out :: Arşiv :: Rol Oyunları-
Buraya geçin: