Contraria Vocantum Rpg
Bir gezegen ve birbirine düşman iki ırk. Bir de arada kalanlar... Yüzyıllardır süre gelen bir savaş... Bu büyülü savaşa siz de dahil olun!

Üyeyseniz giriş yapın, eğer değilseniz hemen kaydolun ve eğlenceyi kaçırmayın!
Contraria Vocantum Rpg
Bir gezegen ve birbirine düşman iki ırk. Bir de arada kalanlar... Yüzyıllardır süre gelen bir savaş... Bu büyülü savaşa siz de dahil olun!

Üyeyseniz giriş yapın, eğer değilseniz hemen kaydolun ve eğlenceyi kaçırmayın!
Contraria Vocantum Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Tanrı'nın Hapishanesi

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Violet Castle
Flos Cafe Sahibi
 Flos Cafe Sahibi
Violet Castle


Karakter Yaşı : 20
Rp Partneri : ~
Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 26/02/11
Lakap : " Ruh .. Vio vs vs :D

Tanrı'nın Hapishanesi  Empty
MesajKonu: Tanrı'nın Hapishanesi    Tanrı'nın Hapishanesi  Icon_minitimeSalı Mart 01, 2011 9:03 pm

Uzun zamandır cehennemde kalmanın azabından kurtulmuş gibi hissediyordu . Yüzüne çarpan tipilere aldırış etmeden rüzgarın estiği yöne doğru bedenini çevirdi . Asi ve hırçın ruhuna biraz daha acı ve dayanıklık katıyormuş gibi hissediyordu . Karşıdan şemsiyeyle gelen adamını durdurdu ve rüzgarın en derinine işlemesine izin verdi . Ruhu ilk defa nefes alıyordu . Bunca kirliliğine rağmen kendini arındırmış hissediyordu . Şemsiyeyi eline aldı ve kapatarak arabaya doğru ilerledi . Uzun zamandır işle ilgilenmiyordu . Gerçi ilgilenecek kadar zamanı yoktu . Bir süre psikolojik tedavi görüyordu ve bunun doğurduğu sonuçları düşünmek bile istemiyordu . Onun için özgürlük zamanıydı . Yeni yerine doğru ilerlerken içinden gelen mutluluğu onu yerinde durduramıyordu . Çocukluğunu yaşayamamışlığın verdiği buruklukla geçmişine inat çocukluğunu yaşıyordu ve kimseye ihtiyaç duymuyordu . Araba 'nın freniyle geldiğinin farkına vardı . Kapısı açıldı ve ona şemsiye tutan şöförünü gördükçe daha gururlanıyordu . Cafeden içeriye girdi . Topuklu ayakkabılarının çıkardığı sesten başka hiçbir ses yoktu etrafta dekorları teker teker göz gezdirip yürüyordu . Karşısına çıkan çalışanlarına baktı ve yüzlerindeki hayranlık kadınlığının farkına vardırıyordu . Sarı dalgalı saçları deniz mavisi gözleri ve mini elbisesiyle muhteşem bir güzelliğe sahip olduğunu biliyordu . Kendini beğenmişliğin en zirvelerinde dolanırken cılız bir ses tüm sessizliği yarıp geçmişti .
" Hoşgeldiniz ... " Herif daha sözünü bitirmeden elinin tersiyle onu susturdu ve
" İş başvurularıyla bizzat ben ilgileneceğim ve ayrıca .. Cafe şuan dan itibaren açılmış bulunmakta aksilik olursa kapının yerini biliyorsunuz . " diye tehditkar bir dille konuştu . Ağır ağır odasına yürümeye başladı . Masasına gelen kahve sinden sonra odasından herkesi çıkartıp dosyalarla boğuşmaya başlamıştı . Kendini bu şekilde avutmaya kararlıydı ve bu patronculuk oyunundan fazlasıyla zevk alıyordu ...


Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Artemis Voule
Flos Cafe Çalışanı
 Flos Cafe Çalışanı
Artemis Voule


Karakter Yaşı : 18
Rp Partneri : ~
Mesaj Sayısı : 20
Kayıt tarihi : 25/02/11
Gerçek Yaş : 33

Tanrı'nın Hapishanesi  Empty
MesajKonu: Geri: Tanrı'nın Hapishanesi    Tanrı'nın Hapishanesi  Icon_minitimeSalı Mart 01, 2011 9:46 pm

Cafeye erken gelmişti Artemis. Patronundan sonra gelmesi büyük bir kaos yaratabilirdi. Tamam, daha önce onu görmemişti ama sert biri olduğunu duymuştu. Kendisinden önce adının gelmesi bu olsa gerekti. Hızlıca paltosunu askılığa astı ve çantasından bir kağıt ve bir kalem çıkardı. İhtiyaçlar listesi hazırlaması gerekiyordu. Etrafa birkaç kez bakındıktan sonra kahve çekirdeklerine göz attı. Hiç bir eksik yoktu. Bu güzeldi çünkü Artemis’e, şimdilik bir iş düşmüyordu. Bunun verdiği rahatlama hissi ile kendini masalardan birine attı ve patronunun gelmesini bekledi.
Araba motorunun sesi duyulunca kendini toparladı ve ayağa kalktı. Diğer çalışanlar gibi sıraya geçti ve saygı pozisyonunu aldı. Mermer zemin üzerine yükselen topuk sesleri oldukça sinir bozucuydu ama bunu dile getiremezdi. Patronu kapıdan içeri ilk girdiğinde hayranlıkla baktı Artemis ona. Çok güzel bir kadındı. Aslında kendisinden bir-iki yaş büyük olmasına rağmen oldukça kadınsı duruyordu. Saçları; dalgalı ve sarıydı. Boyun hizasında kesilen saçlarını kakülleriyle ve iri dalgalarla süslemişti. Gözleri hafif çekik ve maviydi. Fakat elmacık kemiklerinin çıkık olması üzerine gözleri daha kısık duruyordu. Dudağı oldukça dolgundu. Belki çoğu erkeği baştan bile çıkarabilirdi bu dudaklarla. Dudaklarına kan kırmızısı bir ruj sürmüştü ve bu onu daha seksi kılıyordu. Üzerine ise siyah, mini bir elbise giymişti. Son olarak bu güzelliği siyah topuklular ve takılarıyla süslemişti. Birden Artemis bakışlarını, kadından alıp etrafındakilere çevirdi. Sadece Artemis değil herkes hayran hayran onu seyrediyordu. Aralarından biri söze girdi.
‘’ Hoş geldiniz … ‘’ daha lafını bitiremeden Violet onu elinin tersiyle susturdu.
" İş başvurularıyla bizzat ben ilgileneceğim ve ayrıca.. Cafe şuan dan itibaren açılmış bulunmakta aksilik olursa kapının yerini biliyorsunuz. " dedi acımasızca. Sonra tekrar mükemmel bir biçimde odasına doğru yürümeye başladı. Odasına kahve getirilmesi için bir işaret yaptı. Artemis hiç vakit kaybetmeden kahve makinesinin başına geçti ve bir kahve yapmaya koyuldu. Kahve makinesi işini bitirdikten sonra Artemis, fincanla birlikte kadının odasına doğru yürüdü. Kapıyı iki kez tıklattıktan sonra içeri girdi ve kahveyi masanın üzerine koydu. Kadın gerçekten bir şeylerle uğraşıyor gibi görünüyordu. Önünde belgeler ve dosyalar vardı. Halbuki daha gireli 3 dakika bile olmamıştı. Violet, Artemis’e çıkması için bir işaret yaptı ve Artemis odayı terk etti. Sonra kendini tanıtmak için tekrar odaya daldı. Violet’in delici bakışlarına maruz kalsa da aldırmadan söze girdi.
‘’ Merhaba efendim. Ben, Artemis. Kahve işlerinden tezgahta çalışıyorum. ‘’ dedi gayet ciddi bir tavırla. Kendisine bile şaşırmıştı. Hayatında hiç bu kadar ciddi olabileceğini düşünmüyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Violet Castle
Flos Cafe Sahibi
 Flos Cafe Sahibi
Violet Castle


Karakter Yaşı : 20
Rp Partneri : ~
Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 26/02/11
Lakap : " Ruh .. Vio vs vs :D

Tanrı'nın Hapishanesi  Empty
MesajKonu: Geri: Tanrı'nın Hapishanesi    Tanrı'nın Hapishanesi  Icon_minitimePerş. Mart 03, 2011 8:01 pm

Masasına gelen kahvesine göz ucuyla baktı ve tekrar dosyaları incelemeye koyuldu . Kapanan kapı tekrar açılmıştı ve karşısında duran kız'ı şöyle bir süzdü . Değişik bir karakter yapısı sexi bir vücudu vardı . Karamel rengi ama daha turuncuya kaçan saçları göz zevkini bozmuyordu aksine değişik tarzını yansıtıyordu .
’ Merhaba efendim. Ben, Artemis. Kahve işlerinden tezgahta çalışıyorum. ‘’
Violet tek kaşını kaldırmış söylediklerinde anlam arıyordu . Sıcacık kahvesinden bir yudum aldı ve tekrar kıza dönüp
" Memnun oldum tatlım . Otur sanada bir kavhe ikram edeyim demeyi isterdim ama sanırım dışarda sana ihtiyacı olan müşterilerimiz var ? " sözünü bitirdikten sonra kızın vereceği tepkiyi bekledi . Kendine kanka arama telaşı içinde olan bir s*rtüğe benzediğini hissediyordu . Her ne kadar bu ortama alışkın olduğunu hissetmese de kendini ortama alıştırmaya çalışıyordu ve böyle durumlar oldukça alışkanlığını sürdüremezdi . Doktor'u hep " İçinden geldiği gibi davran ! " öğütünü versede hep tam tersini yapardı . Çünkü içinden geldiğini yapsaydı şuan doktoru cehennemin dibinde violette kanun kaçağı sayılırdı . Saçmalıkları kafasından atmaya çalıştı . Düşünme yeteneğini kaybetmişe benziyordu . Karşısındaki kıza boş boş bakan gözleri vereceği tepkiyi merak ediyor gibiydi . Her çalışanının gelip nerede çalıştığını ve ne hobileri olduğunu mu anlatacaktı yani ? Aile geçmeşini de dinleyip teselli verip göndermek extra hizmete girerdi ve bir patronun yapmak isteyeceği en son şeydi . En azından bu onun için geçerliydi .
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Artemis Voule
Flos Cafe Çalışanı
 Flos Cafe Çalışanı
Artemis Voule


Karakter Yaşı : 18
Rp Partneri : ~
Mesaj Sayısı : 20
Kayıt tarihi : 25/02/11
Gerçek Yaş : 33

Tanrı'nın Hapishanesi  Empty
MesajKonu: Geri: Tanrı'nın Hapishanesi    Tanrı'nın Hapishanesi  Icon_minitimePerş. Mart 03, 2011 8:41 pm

Violet tek kaşını bir şeye anlam veremiyormuş gibi kaldırdı ve sonra sıcak kahvesinden bir yudum alarak boğazını şenlendirdi.
" Memnun oldum tatlım. Otur sanada bir kavhe ikram edeyim demeyi isterdim ama sanırım dışarda sana ihtiyacı olan müşterilerimiz var? " dedi ve beklemeye koyuldu. Ne yani adı bu kadar duyulan bir patron gerçekten de böyle olabilir miydi? Artemis bu gerçeği kabullenemiyordu. Çoğu kişinin yaptığı gibi şimdilik bu kadında maskesini gösteriyor olabilirdi. Belki de ileride maskelerinden sıyrılıp gerçek yüzünü gösterecekti. Kim bilir?
Artemis kendini toparladıktan sonra cevap verdi.
‘’ Sanırım haklısın. İyi günler. ‘’ dedi ve içerideki aç topluluğa siparişlerini vermek üzere arkasını döndü. Yavaş birkaç adımdan sonra nihayet cafenin halka açık bölümüne geldi ve tezgahtaki yerini aldı. En öndeki müşteri bayağı sabırsız görünüyordu. Dudaklarını kemirmekten dudağında deri kalmadığını düşündü Artemis. Sonra kadını dikkatlice süzdü. Aslında komik bir tipi vardı. Eski çağlardan kalma teknoloji ve moda özürlülerindendi. Üzerine düz renk kumaştan yapılma bir elbise giymişti. Sütlü kahve tonlarında filandı. Geniş yakası eski tarz dantellerle süslenmişti. Omuz bölgesi ise hafif kabarıktı. Etek boyunu göremiyordu Artemis ama tahmin edebiliyordu. Diz üstünün bir milimetre yukarısında olmalıydı. Ayakkabılarını hayal edince istemeden bir tebessüm belirdi dudaklarında. Bu elbisenin altına kahverengi bir kundura giymiş olabilirdi. Birden Artemis düşünmeye başladı. Kendiside iconcan sayılmazdı. Hatta çoğu kişi Artemis’e bakarak ‘’ Rüküş ‘’ derdi ama Artemis buna pek aldırmazdı. Kendine özgü bir stili vardı. Genelde ruh haline göre giyinirdi fakat tercihlerini rahattan yana kullanırdı. Plastik kızlar gibi giyinmeyi pek sevmezdi doğrusu. Nihayet düşüncelerinden arınıp müşteriye siparişini sormayı akıl etti Artemis.
‘’Buyurun efendim? ‘’
‘’ Bir sade kahve lütfen ‘’ dedi kadın çabucak. Fazla beklemiş olmalıydı ki gözleriyle Artemis’i delip geçiyordu. Artemis birden ‘’ Ne yani tek çalışan ben miyim? ‘’ diye iç geçirdi ama boşunaydı. İçeri gidip aptallık yapmak yerine cafe ile ilgilenseydi bunlar olmayacaktı. Artemis kahveyi hızlıca hazırlayıp kadına uzattı.
‘’ 4 dolar ‘’ dedi Artemis. Kadının yüzü şaşkınlık içerisindeydi.
‘’ Ne 4 dolar mı? Aman Tanrı’m... ‘’ dedi ve parayı ödedi. Galiba dışarıda ilk defa kahve içiyordu. Artemis gözleriyle kadını takip etti. Kadın homurtu çıkartarak cafeden ayrıldı. Artemis kadının ayakkabısına bakmayı da ihmal etmemişti. Tam tahmin ettiği gibi kahverengi bir kunduraydı.
Daha ikinci siparişi almadan içeri bir adam daldı.
‘’ Selam Vio. Kâbusun geldi. ‘’ Bayağı ihtişamlı bir giriş yapmıştı. Üzerlerinde siyah takımı olan bir çete gibiydiler sanki. Çetenin başı önde diğer ikisi yanında ve diğerleri de arkada duruyorlardı. Müşteriler çığlık çığlığa cafeyi terk ederken çete başı aradığını bulamamış gibi huzursuzca kıpırdandı ve bana döndü.
‘’ O, or*spu çocuğu nerede? ‘’ dedi bağırarak. Sonra suratında alaycı bir gülümseme belirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Violet Castle
Flos Cafe Sahibi
 Flos Cafe Sahibi
Violet Castle


Karakter Yaşı : 20
Rp Partneri : ~
Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 26/02/11
Lakap : " Ruh .. Vio vs vs :D

Tanrı'nın Hapishanesi  Empty
MesajKonu: Geri: Tanrı'nın Hapishanesi    Tanrı'nın Hapishanesi  Icon_minitimeC.tesi Mart 05, 2011 9:58 pm

Kahvesinden bir yudum alıp dosyalarına göz ucuyla bakarak dudaklarını büzüştürdü , onun için sıkıcı ama işinde ilerlemesi için gerekli olan bu zorunlulukları yerine getirmeliydi . Arkasına yaslanıp huzurun tadını çıkartmaya heveslenirken dışardan gelen çığlıklar ve camların kırılması yerinden sıçramasına neden oldu . Kapıya doğru ilerledi ve koridordan ilerlerken bir herif ‘’ O, or*spu çocuğu nerede? ‘’ diye kendini yırtıyordu . Yüzündeki ifade değişmeden adamın karışına çıkıp gülümsedi ...
" Anneni mi kaybettin tatlım ? Başka yerlerede bakmalısın ! " diyerek suratındaki ifade yerini şeytani gülümseye bırakmıştı . Gözlerindeki ateş ortalığı ısıtmaya neden olmuştu , sinirine hakim olmayı planlamıyordu bu sefer . Omuzunu dekorlardan birine yasladı ve karşıdan gelecek olağan bir tepkiyi bekledi . Uzun zamandır tıkılı olduğu yerdeki kavgaları düşünürsek bu ucubenin yaptığı gövde gösterisinden başka bir halt değildi . " Ne o sürtük beni beklemiyormuydun ? " Söylediği zırvalar canını sıkıyordu . Küçümseyerek bakan gözleri bu kez öfkeyle kaplanmış etrafa yansıyordu . Gidip gelen ışıklara anlam veremeyen ucubeler etraflarına bakınıp " Ne oluyor ? " deyip olanlara anlam vermeye çalışıyorlardı . Tamamen giden ışıklar violet için bir fırsattı . Uzun zamandır kullanmadığı yeteneklerinin körermiş olduğunu düşünsede performansını görünce neşesi yerine gelmişti adeta . Karanlıkta tüm ışıklar yanıkmış gibi yürüyordu , içindeki kötülük dışına yansımıştı . Heriflerin suratlarına geçirilen yumruklarla afallamışlardı , nereden geldiğine nasıl olduğuna anlam veremeyen ucubelerden hıncını alan violet koltuklardan birine oturmuş tüm gücüyle ışıkların geri gelmesini sağlıyordu . Karanlıktan kopmak canını sıksada uzun süre karanlıkla beraber olacağını anlamış ve ışıkların yanıp sönmesiyle heriflerin ağız ve burunlarından gelen kanları görünce violetin neşesi daha fazla yerine geliyordu . İç çekip gülümsedi .. " Kendin gidermisin ? Yoksa k*çını mı tekmelemeliyim ? " Kolay lokma olduğunu kabullenmeyen herifler tehdit mesajlarını savurarak leşlerini mekandan çıkardılar . Artemis olaylara anlam veremeyip boş boş bakan gözleri Violet 'in gözlerine denk gelmiş omuzlarını kaldırarak dudaklarını büzüştürmüştü . Violet yanına giderek omuzuna dokundu ...
" Kahvem soğudu yeni bir tanesine hayır demem doğrusu " ilk defa içten bir gülümsemesi olmuştu - Umarız son değildir .. -
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Artemis Voule
Flos Cafe Çalışanı
 Flos Cafe Çalışanı
Artemis Voule


Karakter Yaşı : 18
Rp Partneri : ~
Mesaj Sayısı : 20
Kayıt tarihi : 25/02/11
Gerçek Yaş : 33

Tanrı'nın Hapishanesi  Empty
MesajKonu: Geri: Tanrı'nın Hapishanesi    Tanrı'nın Hapishanesi  Icon_minitimePtsi Mart 07, 2011 9:44 pm

Birden Violet koridorun başından belirdi ve suratında bir gülümseme belirdi. Kendin emin tavrı çoğu kişiyi büyüleyebilirdi. Böyle bir olay karşısında bile dimdik durmayı başarmak, yılların tecrübesi olmalıydı.
‘’ Anneni mi kaybettin tatlım? Başka yerlere de bakmalısın! ‘’ dedi büyüleyici sesi ile. Sesindeki alaycı tınıyı fark etmemek imkansızdı. Zaten Violet’in de bunu saklamak gibi bir niyeti yoktu. Yüzündeki alaycı gülümseme yerini şeytani bir kahkahaya bıraktı. Ama tüm bu vurdum duymaz tavrı ile gözlerinde öfke müthiş bir tezat oluşturuyordu. Her ne kadar umursamaz görünse de öfkelendiği belliydi. Ellerini birbirine kenetledi ve tek omzunu cafenin dekorlarından birine yasladı.
‘’ Ne o s*rtük?Beni beklemiyor muydun? ‘’ dedi siyah giyen adamlardan bir tanesi. Violet’in küçümseyen gözleri şimdi öfkeden deliye dönmüştü. Sinirine hakim olamayacağı belliydi. Işıklar yanıp sönüyordu. Birkaç saniye sonra ışıklar tamamen gitmişti. Anlaşılan Violet de karanlığı bükebiliyordu. Tıpkı Artemis gibi.
Violet, karanlığın içinde seri adımlarla ilerliyordu. Ve kolunu karanlığın arasından sıyırıp adamların suratlarına birkaç yumruk indirdi. Sonra yine seri adımlarla bir koltuğa oturdu ve ışıkların tekrar yanıp sönmesini sağladı. Adamlara baktıkça neşesi yerine geliyor gibiydi. Bu olay Artemis’inde neşesini yerine getiriyordu. Kötülük, öfke, karanlık…
Bunlar hayatı boyunca tattığı ve arzuladığı şeylerdi. Bunlardan kopamıyordu. Hayatta belki de zevk aldığı tek şeydi bunlar.
Violet iç çekip gülümsedi. Sanki karşısında amatör bir animasyon ekibi dans ediyormuş gibi bir hali vardı.
‘’ Kendin gider misin? Yoksa kıçını mı tekmelemeliyim? ‘’ dedi Violet. Yine kendinden emin tavrına bürünmüştü. Adamlar ise birkaç tehdit mesajı savurarak çıktılar mekandan. Artemis bu adamların aslında gerçekten amatör olduklarını anladı. Sadece şovdan ibaretti yaptıkları. Gerisi yoktu. Birden Artemis kendini toparladı ve salak rolüne yatarak bir şey anlamamış gibi tek omzunu kaldırdı. Bunu çok yapıyordu çünkü insanların onu bir şey bilmeyen zayıf kız olarak görmelerini avantaj sayıyordu Artemis. Böylece yükselişi etkileyici ve unutulmaz olacaktı. Violet birkaç adımda Artemis ile arasındaki mesafeyi kapattı ve elini, Artemis’in omzuna koydu.
‘’ Kahvem soğudu. Yeni bir tanesine hayır demem doğrusu. ‘’ dedi ve gülümsedi. Artemis hemen başıyla onayladı ve kahve makinesinin yanına geçti. Yeni bir fincanı kaptı ve kahve makinesinin tuşuna bastı. Kahve, fincana süzülürken Artemis, kahvenin kokusunu ciğerlerine çekti. Bu kokuyu seviyordu. Mutluluk veriyordu Artemis’e. Fincanın dolduğunu gören Artemis, kahveyi hemen Violet’e uzattı. Violet teşekkür eder gibi kafasını salladı.
‘’ Şey, aslında benim biraz işim var. Bugünlük izinli olabilir miyim? ‘’ dedi resmi bir tavırla Artemis.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tanrı'nın Hapishanesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Contraria Vocantum Rpg :: RP Out :: Arşiv :: Rol Oyunları-
Buraya geçin: