Bernard Lapiere

Bernard, soğuk kanlılığından hiçbir şey kaybetmez. Öyle ki, istese sadece sakin tavırlarıyla bir adamı deli edebilir. Gizemlidir, uzaklara dalıp gider çoğu zaman. İhtiyat dolu sözlerde üzerine yoktur. İlim alanında kendisini geliştirmiştir. 7 lisan bilmesinin yanı sıra Sosyoloji, Antropoloji, Psikoloji ve Felsefe alanında da ustadır. Aynı zamanda Kan Büyüleri'nde de oldukça başarılıdır. Üçü Sosyoloji, ikisi Felsefe, biri Latince Özdeyişler Sözlüğü ve biri de Büyüler alanında olmak üzere, toplam yedi kitap yazmıştır. Fakat, kazandığı paraların çok cuzi bir kısmına dokunmuştur. Dünyevi zevklerden arınmış olsa da, bazen günah işleyebilmekte. Gençlikten gelen bir alkol zaafı ve yaşlılıktan gelen bir kadın zaafı mevcut. Elinden geldiğince karşı koymakta ama ne zaman biriyle samimi bir aşk yaşamak istese, karşısındakinin tahrikleriyle kendini yatakta buluyor. Nerede o eski aşklar?
Alba ırkındadır ve bununla gurur duymaktadır. Yeteneği, mantık yeteneğidir ve bu konuda oldukça gelişmiştir. Sonuçta; 623 yıldır bu yeteneği geliştirmeye devam etmekte. Bürokrasi, diksiyon, iletişim gibi konularda üstüne yoktur ve söyledikleri, verdiği nasihatlar asla akıldan çıkmaz. Reddedilemez biridir yani. Aydınlık tarafı savunmakta, karanlık günlerin gelip geçici olduğuna bütün mevcudiyetiyle inanmaktadır.

Çocukluk:
Küçük, Bernard. Fransızca bağırışların arasında korkarak annesinden yemek isteyen, eğer misafirler çok konuşurlarsa onlara saldıran, yaramaz çocuk... Daha beş yaşındayken dadısının kızıyla birlikte olan, on yaşında gizlice şarap içen velet, annesi ve babasından sürekli azar yiyen, zorlanan, sıkıcı adap kuralları öğretilen çocuk... İşte böyle bir çocukluğu oldu, genelde herkes sokakta oyun oynarken, ya dünyayı ele geçirme planları kurar, ya şarap içer ya da kızlarla birlikte olurdu. Garipti işte... Hey gidi günler hey!

Gençlik:
Akademinin son yılları, okulda birlikte olmadık kız bırakmayan delikanlının kanı kaynamakta. İçkili ortamlar, sapkın davranışlar, bir Nigra gibi davranma özellikleri, Lanceus'larla dalga geçmek... Müdürden azar yemek, umursamamak, gezmek, tozmak, coşmak. Gençlik en dolu anım, gençlik en güzel yıllarım. Sapkınlıkların dışında en mutlu olduğum dönem, gençlik. Gençlik, her şeyi tozpembe görebilme üzerine kurulu sapkınlık. Gençlik, en mutlu anım, gençlik en deli gönlüm... Gençlik işte, bilirsin.

Aile:
Bir baba, bir anne. Bakanlık görevlileri ve disiplin, adap kuralları takıntılı, aristokrat insanlar. Oysaki, orta hâlli bir aile kadar para kazanmaktalar. Bir öz erkek kardeş, bir Lanceus kız kardeş. Babasının çapkınlığı işte. Nerede olduğu sonradan öğrenilen ama dokunulmayan aile mirası. Hrothgar Mytquise Lapiere, ailenin kurucusu... Anlatabildim mi?


Bernard, çocukluktan beri gelen kaliteli şarap hayranlığına sahiptir. Bilgiyi, öğrenmeyi ve en çok da öğretmeyi sever. Sorumluluk gerektiren faaliyetler, gizemleri çözmek, Kriptoloji ve diğer tüm sosyal bilim dalları... Hepsi. Ve her şeyden önemlisi düşünmek. Ne demiş Descartes? Cogito, ergo sum. Yani; düşünüyorum öyleyse varım. Kitap okumak ve elbette yazmak, özel ders anlatmak, kuzu eti yemek ve merhume Nigra eşi Fiona'nın mezarına gitmek de hobileri arasındadır. Mezarları sever, ölemediği için belki de.

Bu ihtiyar adamın, kategelofobisi vardır. Yani dalga geçilme korkusu baskındır. Bundaki temel sebep, vicdanıdır aslında. Üvey kız kardeşinin bir Lanceus olması ve dalga geçildikten sonra uzun süre ağlaması üstüne üstlük o dönemler kendisinin de bu tür insanlarla dalga geçtiği gerçeği uykularını kaçırır. Vicdan azabı çeker. İlaveten, annesinin cesedini gördüğü için nekrofobisi de vardır. Yani cesetlerden de korkar. Bunların dışında pek korkusu yoktur.

Her derste başarılı olan Raven'a, Profesör Lapiere'in özel bir ilgisi vardır. Her ne kadar bunu, derslerindeki başarıya bağlasa da, aslında Raven, vicdanında uyuyan kız kardeşine çok benzemektedir. Sosyoloji derslerinde de, başarıyı yakalamış olan bu kız, karşısına tanrı tarafından gönderilmiş gibi. Anılarını yâd etmesi için.



Lanet olasıca Nigra. Aklınca bir plan yapıp, müthiş -evet, kabul etmek zorundayım- bir kamuflajla, biz Alba'ların arasına sızmayı başardı. Fakat, her ne kadar müthiş bir kamuflaj olursa olsun, 623 senelik bir tecrübeyi yenemezdi. Ve seminerin sonlarına doğru, kesin karara vardım ve kendisinin Nigra olduğunu kanıtladım. Yaka paça çıkarılırken birkaç can aldı, gözü kapalı. Belki de her şeyin suçlusu kendisiydi. Hiç söylemeden tek hamlede, genç Nigra'yı yok edebilirdi. Ama bilginin yolu bu sefer pek hayırlı olmamıştı sanki. O günden beri, ondan gelen bir negatif enerji hissetmekte adam. Biliyor, kendisine karşı kin duymakta Seraphina. Böylece bir düşman daha ve bir vicdan azabı daha yazılmış oluyor hanesine, umursamıyor. Umutlu Bernard, hem de çok...

Alıntı :

İstisnasız her derste başarılı bir öğrenci Raven. Buna rağmen derslerin günlük hayatında kapladığı alan çok az, sosyal aktivitelere daha çok önem verir. Çok iyi bir koşucudur. Ağır basan bir liderlik özelliği vardır, karar veren kişi olmaktan hoşlanır, yinede eninde sonunda çoğunluğun kararına saygı duyacağı da bir gerçektir. Her karakterde insanla arkadaş olmayı başarabilmek gibi bir huyu vardır. Takım oyunlarında oldukça iyidir. El yazısı oldukça okunaksızdır. Derslerde ihtiyacı olmasa bile not tutar. Nigra düşmanlığından pek etkilenmemiştir ama onları çok sevdiği de söylenemez. Yinede Raven sporda bir Nigra'nın inatçılığını ve hırsını hiçbir şeye değişmez!

Öğrenci-öğretmen ilişkisi olacağından yukarıdaki Raven'ın akademik başarısı ile ilgili.



Asıl kurgu istediğim karakter Seraphina.

Seraphina, yetişkin Nigra. Onunla bir seminerde karşılaştınız. Seraphina, Alba bir askerin savunma stratejilerini dinlemek amacıyla 'Alba' kimliği altında seminere sızmıştı. Başta, herkes gibi Bernard'ın da yuttuğu bu kamuflajı seminerin sonlarına doğru ortaya çıkartan sen oldun. Seraphina, o öğlen seminer salonundan yaka paça ayrılmak zorunda kaldı, belki de ardından birkaç leş bırakarak. Bernard, Seraphina'yı ifşa edip kendisi icabına bakmaya çalışmadığı için pişmanlık duyuyor çünkü o gün Seraphina'nın birden fazla hayata gasp edişinin sebebi kendisi. Seraphina ise intikam istiyor, Bernard'ı gözüne kestirdi.

Harika, ekliyorum.

Rp yapalım, hemen. Rp'sizlikten gideceğim *-*

Haha tamamdır

Ekledim, tamam.

Pm atıyorum o zaman rp ile alakalı. Belki, o seminer gününü hatırlayıp, geçmişi yâd ederek, günümüze ulaşan bir rp yapabiliriz. Hoş olur.

Harmonia Hellios.
Sessiz öğrencilerden biri derste pek konuştuğu olmaz ancak sessizliğine karşın dersleri iyidir. İfadesiz ve soğuk görünüşü Bernard'ı bile etkilemektedir. Harmonia adeta bir hayalettir. İçinde yaşadığı fırtınaları hiç göstermez. Lider ruhludur ancak kafasında kurcaladığı şeylerden dolayı bunu pekte göstermez. Küçük asosyal bir kız. Herkes onu hep düşüncelere dalmışken görür.